MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ..... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen .../04/2016 tarih ve 2016/32-2016/31 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi karşı taraf (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati haciz kararına itiraz edenler vekili, ihtiyati haciz talebine konu senedin asıl borçlu ... .... Şti. ile banka arasında akdedilen sözleşmeye istinaden verildiğini, bu kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın ise rehinle temin edildiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı vekili, itirazın reddini savunmuştur.Mahkemece, kredinin ipotek karşılığı kullandırıldığı ve alacağın rehinle temin edildiği, bu haliyle rehinle teminat altına alınmış bulunan bir alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği gerekçesi ile itirazın kabulüne, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Kararı, alacaklı vekili temyiz etmiştir.Talep, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Alacaklının ihtiyati haciz istemi emre muharrer senede (bonoya) dayalı olup, İİK'nın 167. maddesi gereğince alacağı emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde bulunabileceği belirtilmiş olup bu husus İİK'nın 45. maddesinin istisnasını teşkil etmektedir. Bu nedenle, her ne kadar asıl borçlu bakımından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak rehinle temin edilmiş ise de, aynı alacak için kambiyo senedi düzenlenmiş olması halinde, rehin paraya çevrilmeden, kambiyo senedine dayalı olarak takip yapılmasında yasaya bir aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan, gerek kredi sözleşmesinde ve gerekse de düzenlenen bonoda kefil sıfatıyla imza koymuş borçlular bakımından, kefalet borcunun rehinle teminat altına alındığına ilişkin dosyada herhangi bir bilgi-belge bulunmamaktadır. Keza kefillerin birlikte kefalette bulunmaları nedeniyle müteselsil kefil oldukları .anlaşılmakta olup alacaklının, TBK'nın 586. maddesi uyarınca, asıl borç için verilen ipoteği paraya çevirmeden de kefiller aleyhine her türlü takip işlemini yapabileceği açıktır. Şu halde, gerek asıl borçlu ve gerekse de kefiller bakımından verilen ihtiyati haciz kararında usule bir aykırılık söz konusu olmayıp borçluların itirazı üzerine kararın kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamış, alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün alacaklı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, .../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.