Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9022 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 5205 - Esas Yıl 2011





Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Üçüncü Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 04.06.2008 tarih ve 2006409-2008145 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalılardan M…… Prodüksiyon Ticaret A.Ş. ile akdettiği 28.12.2001 tarihli sözleşme gereğince, davalının gösterimini yaptığı film bedeli olan 56.640,00 YTL'nin 01.01.2003 tarihinde muaccel olmasına rağmen ödenmediğini, davalılardan P…… Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş.'nin yayıncısı olduğu Y…… TV'de, S…… Televizyon Hizmetleri A.Ş.'nin yayıncısı olduğu S…… TV'de davacının filmlerinin izinsiz yayınladığını ve buna ilişkin İstanbul İkinci Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne 12.05.2004 tarihli açılan tecavüzün ref'i ve men'i talepli davanın 07.04.2005 tarihinde kabulle sonuçlanarak kesinleştiğini, kesinleşen mahkeme kararına rağmen RTÜK izleme raporlarında belirtildiği üzere S…… TV A.Ş.'nin 217 defa, P…… Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş.'nin 1547 defa davacı şirkete ait filmleri izinsiz yayınladığını, Sesam yazısına göre ulusal yayın yapan büyük ölçekli televizyonlarda bir gösterim bedelinin 2.000,00 YTL, Digital Platformlarda uydu kanalıyla yayın yapan TV kanallarında bir gösterim bedelinin ise 250,00 YTL olduğunu bildirdiğini, talebe rağmen gösterim bedellerinin ödenmemesi nedeniyle M…… Prodüksiyon Ticaret A.Ş.'den 56.640,00 YTL alacağın temerrüt tarihinden itibaren faiziyle, S…… TV A.Ş.'den 434.000,00 YTL'nin haksız fiil tarihinden itibaren temerrüt faiziyle, P…… Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş.'den 386.750,00 YTL'nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle tahsiline, davalı S…… TV ve Y…… TV'deki gösterimler için FSEK'nın 68. maddesi gereğince rayiç bedelinin üç mislinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, dava konusu filmlerin davacı şirket tarafından davalılardan P…… Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş.'ye devredildiğini, koruma süresinin uzatılması nedeniyle açılan davayı İstanbul İkinci FSHHM'nin kabul ettiğini, dava konusu filmlerin haklarının davacı şirkete döndüğünü ve sözleşme ile filmlerin davalı P…… Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş.'ye devredildiğini, 2001 yılında FSEK'da yapılan değişiklikle koruma süresinin 70 yıla çıkarıldığını, uzatılmış sinema filmlerindeki hakların tekrar eser sahibine dönmesi gerektiği ge-rekçesiyle açılan davanın kabul edilmiş ve takibe konulan kararla ilgili icra müdürlüğünün durdurma kararının yapılan şikayet üzerine icra mahkemesince kaldırılmasına karar verilmiş ise de, bu kararın temyiz edildiğini, 24.10.2005 tarihinde temyiz talebinin reddedildiğini, ancak bu suretle 24.10.2005 tarihinden sonra kararın icra edilebilir hale geldiğini, gösterimlerin anlatılan bu hukuki süreç içinde gerçekleştiğini, dolayısıyla davacı şirketin haklarına tecavüzün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davaya konu filmlerden İstanbul İkinci FSHHM'nin 200371 Esas sayılı mahkeme kararında belirtildiği üzere, 48 adedinin koruma süresi dolmuş olduğundan, 4630 sayılı Yasa ile 03.03.2001 tarihinden itibaren mali hakları eser sahibi olan davacı tarafa döndüğü, dolayısıyla, bu tarihten itibaren 48 adet filmin davalılarca davacıdan izinsiz olarak yayınlanmasının, davacı tarafın haklarına tecavüz teşkil edeceği, davaya konu diğer 3 adet "Ş……", "P…… B……", "K…… K……" isimli filmlerin haklarının ise 20 yıllık koruma süresi dolduktan sonra davacı tarafa geçeceği, dosyada mevcut belgeler incelendiğinde, davalı S…… Televizyon Hizmetleri A.Ş.'nin davaya konu bu filmlerden bir kısmını 217 kez yayınladığı, Sesam'dan gelen rayiç bedel yazısı esas alındığında ise S…… Televizyon Hizmetleri A.Ş.'nin davacıya ödemesi gereken tazminat miktarının 2.000,00 YTL x 217 = 434,000,00 YTL olacağı, davalı P…… Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş.'nin ise davaya konu olan filmlerden 48 adedini muhtelif tarihlerde gerçekleştirdiği yayınlarında 836 kez yayınladığı, yine Sesam'dan gelen rayiç bedel yazısı esas alındığında, davacı tarafa ödemesi gereken tazminat miktarının 250,00 x 836 = 209.000,00 YTL olacağı, davacı tarafından her ne kadar 5846 sayılı Yasa'nın 68. maddesinin 1. bendi gereğince rayiç bedelin 3 katı talep edilmiş ise de, davaya konu filmlerin mali haklarının sözleşme ile davalı şirketlere devredildiği, FSEK'da yapılan değişiklik sebebiyle hakların eser sahibine dönüp dönmediği hususunun çekişmeli olduğu, başka bir deyişle İstanbul İkinci FSHHM'de görülen dava sırasında davalıların gösteriminin devir sözleşmesine dayalı olduğu zannıyla yapıldığı, hakların davacı tarafa döndüğüne dair kararın kesinleşmesinden sonraki tarihte gösterimle ilgili davamızın konusunun bulunmadığı, bu halde de rayiç bedellere FSEK'nın 681. maddesinde belirlenen 3 katı uygulamasının hakkaniyete aykırı olacağı, 09.03.2006 günlü oturumda davalılardan M…… Prodüksiyon Ticaret A.Ş. hakkındaki davanın tefrik edildiği ve İstanbul Birinci FSHHM'nin 2006139 Esas numarasına kaydedildiği gerekçesiyle, davalı P…… Prodüksiyon Hizm. A.Ş. yönünden kısmen, S…… TV Hizmetleri A.Ş. yönünden davanın tamamen kabulü ile, 209.000,00 YTL tazminatın davalı P…… Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş.'den, 434.000,00 YTL tazminatın S…… Televizyon Hizmetleri A.Ş.'den davalıların temerrüde düştüğü 14.02.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dava, FSEK'ya dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup, dava konusu 48 adet filmin tümünün mali hak sahibinin davacı olduğu, davacının mali haklarının P…… A.Ş.'ye devrine ilişkin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 5846 sayılı FSEK'nın 29. maddesi uyarınca sinema eserlerinin koruma süresinin aleniyet tarihinden itibaren 20 yıl olarak belirlendiği, aynı Yasa'nın 59. maddesi uyarınca koruma süresi sona erdikten sonra devralan kişinin sahibi bulunduğu mali hakların sona ereceği, 21.02.2001 tarih ve 4630 sayılı Kanun ile koruma süresinin 70 yıla çıkarıldığı ve 20 yıllık koruma süresinin dolmasından sonra da dava konusu 48 adet filmin mali haklarının davacıya döndüğü halde davalılarca davacıdan izin alınmadan gösterimine devam edildiği hususları dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece davalılardan S…… Televizyon Hizm. A.Ş.'nin davacıya ödemesi gereken tazminat miktarı yönünden de taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı P…… A.Ş.'nin ödemesi gereken tazminat miktarının tespiti için görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda ise, anılan davalının Eylül 2003 ile Ağustos 2004 tarihleri arasında (Mart 2004 hariç) dava konusu 48 adet filmi toplam 836 kez yayınladığı, ancak bu rakamın belirlenmesinde dosyaya sunulan fotokopilerin esas alındığı, bu fotokopilerde ise yer yer karartılar ve silintilerin bulunduğu, Mart 2004 ayına ilişkin gerçekleşen yayın akışının ise dosyaya sunulmadığı bildirilmiştir. Davacı vekili de öncelikle hesaplamanın 03.03.2001 tarihinden itibaren yapılmasının gerektiğini ve RTÜK'ten dava konusu filmlerin anılan davalı tarafından kaç kez gösterildiğine dair belgenin okunaklı suretinin istenebileceğini belirterek bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Gerçekten de koruma süresi sona eren dava konusu 48 adet filme ilişkin mali haklar, 4630 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 03.03.2001 tarihinde davacı şirkete döndüğüne göre, incelemenin de bu tarihten itibaren yapılması gerekli olduğu gibi, RTÜK'ten gelen yazının okunaklı olmadığı ve Mart 2004 ayını içermediği bilirkişi raporunda bildirildiğine göre, RTÜK'ten yeniden cevap istenmesi gereklidir. Bu durum karşısında mahkemece, davalı P…… A.Ş.'nin 03.03.2001 tarihinden 22.09.2005 dava tarihine kadar dava konusu 48 adet filmi kaç kez yayınladığı RTÜK'ten sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 2- Yine mahkemece, davacı tarafından her ne kadar 5846 sayılı Yasa'nın 68. maddesinin 1. bendi gereğince rayiç bedelin 3 katı talep edilmiş ise de, davaya konu filmlerin mali haklarının sözleşme ile davalı şirkete devredildiği, FSEK'da yapılan değişiklik sebebiyle hakların eser sahibine dönüp dönmediği hususunun çekişmeli olduğu, başka bir deyişle İstanbul İkinci FSHHM'de görülen dava sırasında davalıların gösteriminin devir sözleşmesine dayalı olduğu zannıyla yapıldığı, hakların davacı tarafa döndüğüne dair kararın kesinleşmesinden sonraki tarihte gösterimle ilgili davanın konusunun bulunmadığı, bu halde de rayiç bedellere FSEK'nın 681. maddesinde belirlenen 3 katı uygulamasının hakkaniyete aykırı olacağı gerekçesiyle takdiren hesaplanan tazminatın bir misli üzerinden (209.000) TL'nin davalı P…… A.Ş.'den, (434.000) TL'nin davalı S…… Televizyon Hizm. A.Ş.'den faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Oysa, FSEK'nın 681. fıkrasındaki eser sahibinin "uğradığı zararın, en çok üç kat fazlasını isteyebilir" şeklindeki düzenleme, mali haklarına tecavüz halinde gerektiğinde rayiç bedelin üç katını mütecavizden isteyebilmesi hususunda eser sahibine tanınmış bir yetkinin kullanılmasıdır. Diğer bir deyişle, Kanun'da eser sahibine tanınan rayiç bedelin üç katı fazlasına kadar isteyebilme seçeneklerinden herhangi birisini kullanma yetkisi eser sahibi olan davacıya aittir. Mahkeme seçilen talebi değiştiremez" (Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, Üçüncü Bası, s. 300). Yargıtay kararları da bu yöndedir (HGK'nın 02.03.2004 gün ve 260271 sayılı, 20.03.2002 gün ve 176214 sayılı kararları, 11. Hukuk Dairesi'nin 25.01.2010 gün ve 8996757 sayılı kararı). Ayrıca davalıların, dava konusu 48 adet filmi izinsiz gösterme şeklinde ayrı ayrı gerçekleşen faaliyetlerinde, FSEK'nın 541. maddesi hükmüne göre, hüsnüniyet sahibi olsalar bile himaye görmeleri mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının mali haklarına tecavüzde bulundukları iddiasıyla davalılardan FSEK'nın 681. maddesi hükmüne dayanarak talepte bulunduğu işbu davada, mali haklara tecavüzde bulunan davalıların tazminatla sorumlu tutulabilmeleri için kusur şart değildir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 27.01.2003 tarih ve 20028451 E.-2003791 K.). O halde mahkemece, davacının FSEK'nın 681. fıkrası uyarınca rayiç bedelin üç katına hükmedilmesini isteyebileceği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle belirlenen tazminatın bir katına hükmedilmesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir. 3- Son olarak davalıların eylemi aynı zamanda bir haksız fiil teşkil ettiğine ve davalıların temerrüde düşmeleri için ihtar keşidesi gerekmediğine göre, mahkemece haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, İstanbul İkinci Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 200371 Esas-200454 Karar sayılı ilamının Dairemizce onandığı 14.02.2005 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi dahi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. S o n u ç: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.