Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 898 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1151 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.10.2010 tarih ve 2009/296-2010/588 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15.01.2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan taşıma ücreti alacağının tahsili amacıyla giriştiği icra takibinde davalının sadece yetki itirazında bulunduğunu, esasa yönelik itirazlarını saklı tutuğunu, bu nedenle esasa yönelik itirazlarının süresini geçirdiğini, yetki itirazının da haklı olmadığını, taşıma faturaları davalıya tebliğ edildiği halde süresinde itiraz etmemekle fatura içeriği alacağı kabul etmiş sayılacağını ileri sürerek, itirazın iptalini ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahına göre ... Mahkemeleri yetkili olduğundan davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, müvekkilinin Uşak fabrikasından ...'a zaman zaman mal taşıttığını, bu cümleden olarak davacının da iki ayrı faturaya konu nakliye işini yaparak bedellerini aldığını, ancak davaya konuyu faturalarda belirtilen taşıma işinin davacı tarafından değil, dava dışı ... tarafından yapıldığını, bu şirketin yaptığı taşınmaların bedellerinin de ödendiğini, davacının anılan şirketin alt taşıyanı ise taşıma ücretini dava dışı şirketten talep etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yapmış olduğu itirazın 27.05.2010 tarihli oturumda reddedildiği, davacının icra takibine konu ettiği faturalarda yazılı alacağa esas olan taşıma işini davalı adına yaptığı, malları taşıyıp teslim ettiği, dolayısı ile davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile icra takibinin 16.461,00 TL asıl alacak 255,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.716,74 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 SK'nun 4489 SK. ile değişik 2/1. bendindeki faiz oranının uygulanmasına, hüküm altına alınan miktar üzerinden %40 icra inkar tazminatı olan 6.686,69 TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve taşıma ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olarak açılan işbu davada, davacının ikametgahı mahkemesinin de yetkili bulunmasına, bu durumda mahkemece davalının hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine yaptığı itirazın reddedilmesinde bir isabetsizliğin bulunmamasına, yine davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazın, ... İcra Hukuk Mahkemesi’nce de aynı nedenle kaldırılmış bulunmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Ancak, davacı vekilince girişilen icra takibinde, 21.06.2008 ve 30.06.2008 tarihli iki adet faturaya dayanılmış ve bu faturaların her birisi birden çok taşıma işi için düzenlenmiştir. Nitekim ...'dan talimat yoluyla alınan tarihsiz bilirkişi raporunda da bu faturaların sırasıyla 5 ve 9 adet taşıma irsaliyesi için düzenlendiği bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından iddiasının ispatı için müvekkilince düzenlenen bu taşıma irsaliyelerine dayanıldığı gibi, davalı tarafça düzenlenen sevk irsaliyeleri de dosyaya sunulmuştur. Davalının satıcı sıfatıyla kendi müşterileri için düzenlediği bu sevk irsaliyelerinin asıl nüshalarının davacının elinde olması beklenemez ise de, davacı tarafça iki adedinin asıl nüshaları mahkemeye sunulmuştur. Davalı vekili ise bu sevk irsaliyelerinin müvekkiline ait olmadığını savunmaktadır. Bu durumda en sağlıklı sonucun, anılan sevk irsaliyelerinin davalı şirket kayıtlarında bulunup bulunmadığının, varsa bu irsaliyelerin kesildiği koçan parçalarının da davalıdan getirtilmesi suretiyle, davalının şirket merkezi olan ... adresinde yapılacak bir inceleme ile elde edilebileceği tabiidir. Yine, mahkemece hükme esas alınan ve ...’de dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen 23.09.2010 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacının düzenlediği taşıma irsaliyeleri ile davalının düzenlediği sevk irsaliyelerinin karşılaştırılması suretiyle sonuca gidilmeye çalışılmış, ancak bu rapora karşı da davalı vekilince, davacının sadece dört taşıma irsaliyesinin, sevk irsaliyeleri ile eşleştiği, buna rağmen bilirkişi raporunda toplam 13 adet taşıma irsaliyesine dayanan 2 fatura bedelinin tamamı yönünden davacının alacaklı olduğu sonucuna varılmasının mümkün olmadığı bildirilerek itiraz edilmiştir. Gerçekten de davacı faturaları toplam 13 adet taşıma işi için düzenlenmişse, sadece dört taşıma irsaliyesinin davalının sevk irsaliyeleri ile eşleşmesinden hareketle, 13 taşımanın tamamının davalı tarafça yaptırıldığı sonucuna varılması mümkün değildir. Davalı vekilince ayrıca, dava konusu taşımaların dava dışı ...’ne yaptırıldığı savunulmaktadır. Davalı vekilinin bu savunmasının da doğru olması halinde, anılan taşımanın ve bu taşıma için yapılan ödemenin, usulüne uygun olarak düzenlendiği tespit edilen davalı defter ve kayıtlarında bulunması gerektiği açıktır. Bu durum karşısında mahkemece, davalı şirket merkezinin bulunduğu ... adresinde davalının defter ve kayıtları üzerinde, konusunda uzman bir heyet aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak, öncelikle davacının her bir faturasının hangi sevk irsaliyelerine dayandığının, dolayısıyla hangi taşıma işleri için düzenlendiğinin tespit edilmesi, sonra bu taşımalara dair araç plakaların ve diğer bilgilerin, davalının düzenlediği iddia edilen sevk irsaliyeleri ile karşılaştırılması suretiyle hangilerinin eşleştiğinin belirlenmesi, daha sonra bu sevk irsaliyelerinin gerçekten de davalıya ait olup olmadığının tespiti için, davalı defter ve kayıtları ile varsa sevk irsaliyelerinin bulunduğu koçanların incelenmesi ve sonucuna göre de davacının yaptığı bu taşımaların hangilerinin tarafından yaptırıldığının tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.