Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8978 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17911 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : TİRE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2011/370-2013/405Taraflar arasında görülen davada Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/07/2013 tarih ve 2011/370-2013/405 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 15.05.2006 tarihinde acentelik sözleşmesi yapıldığını, acentelik sözleşmesi ile Tire ilçesi sınırlarındaki işlerin müvekkiline devredildiğini ancak müvekkili davacının hastalığı nedeniyle geçici olarak Tire'deki işlerin Ödemiş acentesine devri hususunda 09.07.2009 tarihinde karşılıklı olarak anlaşıldığını, müvekkilinin 2010 ocak ayı başından itibaren sağlığına kavuştuğunu ve askıya alınan işlerin devrini ihtarname ile istediğini ve fakat davalının ihtarnameye uymadığını ileri sürerek oluşan kazanç kaybı miktarı olarak şimdilik 15.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında acenteliğin geri verilmesine ilişkin bir anlaşmanın olmadığını, davacının hastalığı gerekçesiyle işleri aksattığını, dağıtımı gerçekleştirecek birini bulmadığını, zorunlu olarak acenteliğin feshedilip işlerin Ödemiş'e devredildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacının 09.07.2009 tarihinden itibaren davalı ile aralarındaki acentelik faaliyetlerini yürütmediği, işlerin Ödemiş acentesine devredildiği, davalı tarafça acentelik sözleşmesi gereğince fesih ihbarı yapıldığına dair bir noterlik ihtarnamesi ve yazılı delil sunulmamadığı, taraflar arasındaki sözleşme 1 yıl için yapıldığı ve süre bitiminde 1 yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığı, buna göre sözleşmenin devam etseydi 30.04.2012 tarihinde sona ereceği, davacı tarafın 16.03.2010 tarihinde ihtarname çekerek işe başlamayı talep ettiği, sözleşmenin sona ermesine kadarki ayların toplamı olan 28 ay boyunca davacının kazanç kaybına uğradığı gerekçesiyle taleple bağlı kalarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Taraflar arasındaki uyuşmazlık esas itibariyle davalı tarafın savunduğu gibi sözleşmenin 09.07.2009 tarihinde fiilen sona erip ermediği noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar uyuşmazlığa uyarlanması gereken 6762 sayılı Yasanın 20/3 maddesi uyarınca sözleşmenin feshinin madde de sözü edilen şekilde yapılması gerekir ise de somut uyuşmazlıkta davacı tarafın da kabulü olduğu üzere acentelik işi davacının istemi üzerine kesilmiş ve davacı elinde bulunan işleri Ödemiş'de bulunan davalı acentesine devretmiş olduğundan ve davacı da bu hususun sürekli olmayıp geçici olduğunu kanıtlayamamış bulunduğundan taraflar arasındaki ilişkinin anılan tarihte sona erdiğinin kabulü ile davanın bu nedenle reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 2- Diğer taraftan kabule görede davacının talebinin davalı tarafından kabul edilmemesi üzerine benzer bir iş bulup bulamayacağı, bulabilir ise bunun süresinin belirlenip bu süre bakımından tazminata hükmedilmek gerekirken, bu yönde her hangi bir araştırma yapmaksızın sürenin tamamı için tazminata hükmedilmesi de doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.