Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8892 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 458 - Esas Yıl 2010





Taraflar arasında görülen davada (İzmir Sekizinci Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 06.07.2009 tarih ve 2008/155-2009/291 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı A... O... Sigorta A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra İşin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı, Almanya plakalı aracının iç dizaynını yaptırmak üzere davalı Mahmut'a 27.11.2007 tarihli iş emri ile 03.12.2007 tarihli belgede yazılı malzemeleri teslim ettiğini, işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu Mahmut'a teslim ettiği malzemelerin çalındığını, davalı sigorta şirketinin kendisine ödeme yapılamayacağını bildirdiğini, zararının 5.656 Euro karşılığı 11.617,24 TL olduğunu ileri sürerek, 11.617,24 TL'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, sigortacıdan ancak adına poliçe tanzim olunan sigortalının talepte bulunabileceğini, çalındığı iddia olunan mallara ilişkin herhangi bir fatura veya sahiplik belgesi sunulmadığını, olaydan sonra tayin edilen eksperin talebi üzerine davacı tarafından 03.12.2007 tarihli teslim tutanağı sunulmuş ise de diğer davalı Mahmut tarafından tutanağa "mallar ikinci el olup, markası ve modeli bilinmemekte" şerhinin düşülmüş olduğunu, sigortalı işyerine verilen malların miktar ve değerinin belirlenmesinin imkansız olduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının zarar gören sıfatı ile doğrudan sigorta şirketine dava açabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 5.870,75 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı sigorta şirketi temyiz etmiştir. 1- Dava, davalı Mahmut'a ait işyerine tamir ve montaj için bırakılan malzemelerin çalınması nedeniyle işyeri sahibi ve sigortacısına karşı tazminat istemine ilişkindir. Davalı Mahmut ile davalı sigorta şirketi arasında işyeri paket sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Sigorta sözleşmesinde "3. şahıs malı klozu" ile sigortalının kanun veya sözleşme gereği sigorta ettirmekle yükümlü olduğu 3. şahıslara ait sabit kıymet ve emtiaların teminata dahil olduğu belirtilmiştir. Davacı ise anılan sözleşmede sigortalı veya lehine sigorta edilen gibi bir sıfatla yer almamaktadır. Bu durumda davalı Mahmut'un TTK'nın 1269. maddesi uyarınca, tamir ve montajdan sonra teslim etmekle yükümlü olduğu malın muhafazasındaki menfaatini sigorta ettirdiği, dolayısıyla davalı sigortacıdan tazminat talep etme hakkının da davalı Mahmut'a ait olduğu kabul edilip mahkemece, davacının davalı sigorta şirketine karşı dava açma hakkı bulunmadığı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, poliçedeki 3. şahıs malı klozu, üçüncü şahıs mali sorumluluk sigortası olarak yanlış nitelendirilip yazılı gerekçelerle davalı sigorta şirketi aleyhine hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre, davalı sigorta şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine şimdilik gerek görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile kararın mümeyyiz davalı yararına (BOZULMASINA), (2) no'lu bentte açıklanan nedenle mümeyyiz davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.