MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09/04/2015 tarih ve 2014/513-2015/118 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 05/04/2016 günü hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, davacı ... ve davalının müvekkili şirketi münferiden temsile yetkili olduklarını, müvekkili şirketin ... Belediyesi’nce yapılan ihaleye katılarak 30.....2004 tarihli encümen kararı ile 128.000,00 TL bedelle bir taşınmaz satın aldığını, davalının şirketin tek taşınmazı olan bu taşınmazı ....05.2010 tarihinde üçüncü bir kişiye değerinin çok altında bir bedelle muvazaalı olarak sattığını, satıştan elde ettiği geliri de şirket hesabına aktarmadığını, satışa konu taşınmazın dava tarihi itibari ile değerinin ....500.000,00 TL olduğunu, satın alan kişinin de iyiniyetli olmadığını, davalının eyleminin şirketi ve davacı diğer ortağı zarara uğrattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 250.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini talep etmiş, davacı ... vekili, bozmadan sonra 30.....2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 600.000 TL'nin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın davacı şirkete ihale edilmesinden sonra ihale bedelinin ödenmesinde sorun çıkınca müvekkilinin taşınmazı kendilerinden satın almak isteyen dava dışı ................. Mobilya Ltd. Şti. ile görüşerek ....01.2005 tarihli harici sözleşme ile sattığını, bu sözleşmeye göre ihale bedeli dava dışı ................. Mobilya Ltd. Şti. tarafından ödendikten sonra taşınmazın bu şirkete devrinin kararlaştırıldığını, ihale bedelinin ödenmesi için müvekkili adına ....... A.Ş’den çekilen krediye dava dışı şirketin kefil olduğunu, bu kredinin tüm taksitlerinin dava dışı şirket tarafından ödendiğini, satış sözleşmesinden sonra taşınmazın zilyetliğinin de bu şirkete devredildiğini, ihale bedelinin davacı şirketin kazancıyla ödendiğini davacıların şirket defter ve kayıtları ile ispat etmesi gerektiğini, taşınmazın alındığı tarihler itibariyle şirket defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak davalı ... tarafından çekilen kredinin ihale bedelinin ödenmesi için kullandığının davalı tarafından ispatlanamadığı, dava konusu taşınmazın davalı tarafından dava dışı ................. .... .. ... Şti'ye satış tarihi itibariyle hesaplanacak bedelin davacı ...'un şirketteki .../... ortaklık hissesi üzerinden davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, taşınmazın tapuda dava dışı ................. ... ..... Şti'ye satış tarihi olan .../01/2010 tarihindeki değerinin ....725.760,00 TL olduğu, davacı ...'un şirketteki .../... hisse payı dikkate alınarak davacının davasının talebine bağlı kalınarak 600.000,00 TL üzerinden kabulü gerektiği kanaatiyle “davanın kısmen kabulüne, davacının hissesi oranında 600.000,00 TL üzerinden kısmen kabulü ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tazminatın 250.000,00 TL'sine dava tarihinden itibaren, 350.000,00 TL'sine ise ıslah tarihi olan 30/.../2014 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....-Dava, davacı limited şirketin yetkilisi olan davalının, şirketi ve şirketin ortağı bulunan davacı ...'u zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı ... ile davalı ...'nin davacı şirketin ortağı ve münferit imza yetkisine sahip müdürü oldukları, işbu davanın dava davacı şirket ve şirket ortağı ... adına açıldığı, dava dilekçesinde davalının davacı şirketin tek taşınmazı olan dava konusu taşınmazı üçüncü bir kişiye değerinin çok altında bir bedelle muvazaalı olarak sattığı, satıştan elde ettiği geliri de şirket hesabına aktarmadığı, davalının eyleminin hem davacı şirketi ve hem davacı ...'u zarara uğrattığı iddiasıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 250.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile “tarafımıza” ödenmesi talebiyle açıldığı görülmektedir. Somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı ....'nın 556. maddesi göndermesi nedeniyle aynı Kanunun anonim şirketlerin yönetici ve denetçilerinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen limited şirket müdürleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur.Müdür aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı, ortaklığa aittir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere, zarar gören ortakların da müdür aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Ortakların dava açma hakkı doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik içerir. Müdürün ortaklığın mal varlığının azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları da etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak, ortak ......'nın 309 ve 340. maddeleri uyarınca dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. İkinci durum ise, doğrudan zarar halidir. Bu ihtimalde müdürlerin eylemleri sonucunda ortakların ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar söz konusudur. Anılan zarar türünde ortaklığın zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Esasen, bu zararın üçüncü kişinin gördüğü zarardan tek farkı, ortak olmanın sonucu olmasıdır. ......'nın 336/.... maddesinde anlamını bulan bu dava türünde ise ortaklar, talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isterler.Somut uyuşmazlıkta davalı müdürün davacı şirket yanında davacı ortak ...'u da zarara uğrattığı ileri sürülmüş ise de dava dilekçesi içeriği itibariyle dava konusu edilen zararın davacı ... yönünden dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinde açıklanan zarar, davacı şirketin doğrudan, davacı ...'un ise dolaylı zararı kapsamındadır..Bu durum karşısında mahkemece, davacı ...'un açtığı davanın mülga 6762 sayılı ......'nın 309 ve 340. maddeleri kapsamında açılan bir dava olduğu, böyle bir davada hükmedilecek tazminatın ancak davacı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açabileceği, davacı ...'un kendi adına tazminatın hüküm altına alınmasını isteyemeceği nazara alınıp davacı ...'un açtığı davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar nazara alınmadan davacı ...'un payına göre değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. ...-Öte yandan dava dosyasındaki ticaret sicil kayıtları incelendiğinde davacı şirketin ... ve ... olmak üzere iki ortaklı bir limited şirket olduğu, her iki ortağın da münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılmaktadır. İşbu dava davacı şirket adına ortak-müdür ... tarafından açılmıştır. Davalı tarafta ise diğer ortak-müdür ... bulunmaktadır. Dava dilekçesinde davalının şirketin tek taşınmazını değerinin çok altında bir bedelle muvazaalı olarak sattığı, satıştan elde ettiği geliri de şirket hesabına aktarmadığı, davalının eyleminin şirketi zarara uğrattığı iddia edilmiştir.Davalı ... şirket temsilcisi sıfatıyla verdiği 30.....2014 tarihli dilekçesi ile davacı şirket adına açılan davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Karşı taraf vekili ise 30.....2014 tarihli duruşmada ve 09.04.2015 tarihli dilekçesinde davalı ...'nin davacı şirket adına açılan davadan feragatının geçersiz olduğunu belirtmiştir.Bir şirket müdürü iradesiyle şirket adına söz konusu taşınmaz satışının muvazalı olduğu iddiasıyla dava açılırken diğer bir şirket müdürü tarafından bu davadan feragat edilmiştir. Böylece davacı şirketi tek başına temsile yetkili müdürler arasında davanın sürdürülüp sürdürülmemesi konusunda görüş ayrılığı oluşmuş bulunmaktadır. Bu durumda somut olayın özellikleri ve menfaat çatışması sonucu doğuran hallerde davacı şirketin temsili konusundaki ilkeler dikkate alınarak davacı şirkete kayyım tayin edildikten sonra davacı şirket adına açılan dava yönünden bozma ilamında işaret edilen hususlar nazara alınmak suretiyle işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu şekilde davacı şirket adına açılan davadan feragat edilemeyeceği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 250.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile talep edilmiş, bozmadan sonra 30.....2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 600.000 TL'nin tahsili istenmiştir. Kural olarak, ıslahın yargılama bitinceye kadar yapılması mümkün ise de (04.02.1948 günlü, .../... sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre de) hükmün Yargıtay tarafından bozulması üzerine hüküm mahkemesinde yapılan yeni yargılama sırasında ıslahta bulunulması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, ıslah ile artırılan miktarın bu nedenle reddine karar verilmek gerekirken bozmadan sonra ıslahın söz konusu olmayacağı nazara alınmadan ıslahla arttırılan meblağa hükmedilmesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir....-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (...) ve (...) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA; (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan ....350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.