Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8838 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14491 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada..... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/07/2015 tarih ve 2014/737-2015/297 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin arkadaşı ile birlikte tatil yapmak için bir otelde rezervasyon yaptırdığını ve davalı firmadan bilet alarak yola çıktıklarını, ... adet büyük boy valizini firma yetkilisine teslim ettiğini, yolculuk sona erip terminale gelindiğinde müvekkilinin valizini bulamadığını, davalı firmanın da bu hususta kendisine bir belge vererek durumu kabul ettiğini, müvekkilinin zararın giderilmesini talep ettiğinde ise, davalı tarafından cüzi bir bedel teklif edildiğini oysa, meydana gelen olay nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi büyük zarara uğradığını, valizin içerisinde bulunan tatil için aldığı kıyafetleri, kişisel eşyaları, fotoğraf makinesi, tablet bilgisayar gibi tüm eşyaları kaybolduğu gibi, tatilini iptal ettirmek zorunda kalan müvekkilinin hem bu durum hem de olaydan sonra sürekli bagaj kaybı yaşayacağı endişesi taşıması nedeniyle manevi zarara uğradığını ileri sürerek, ....120,00 TL maddi, ....000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, görev, yetki, husumet itirazında ve zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacının zararının varlığı ve miktarını kanıtlama yükümlülüğü olup, maddi tazminat talebini hiçbir belge ve delil ile somutlaştıramadığını, davacının kısa süreli bir tatil için listelenen eşyaların tamamını yanına alması, bu eşyaların hepsini valize sığması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, fiyatlarının da fahiş olarak belirlendiğini, eşyalara ilişkin bir belge, fatura vb. ibraz edilmemesi bir yana, eşyaların valizin içinde olduğuna dair de bir delil bulunmadığından maddi tazminat isteminin reddi, aksi halde kaybolduğu ispatlanan eşyaların ikinci el değerlerinin dikkate alınması gerektiğini, manevi tazminat talep şartlarının da somut olayda oluşmaması nedeniyle manevi tazminat istemi yerinde olmadığı gibi, talebin de fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait valizin yolculuk sırasında kaybolduğunun davalı otobüs firması çalışanları tarafından tutulan tutanak ve tanık beyanları ile sabit olduğu, davalı çalışanlarının davacıya ait valizi bir başka yolcuya ait valiz zannederek başka bir yolcuya vermeleri olayında tamamen kusurlu bulundukları, davacının valizinin içinde bulunduğu bildirilen eşya listesindeki dökümanın tatil için götürülebilecek makul seviyede olduğu ayrıca, davacının tatile gitmek psikolojisiyle yola çıkıp eşyasının kaybolması nedeniyle çektiği sıkıntı ve uğradığı hayal kırıklığı dolayısıyla manevi zarara uğradığından tarafların sosyal durumları , olayın oluş ve işleniş şekli nazara alınarak manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, ....500,00 TL maddi, ....000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. ...- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir....- Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58) maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. ... .... ...., yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda, her ne kadar mahkemece davacının tatile gitmek amacıyla yola çıkıp eşyasının kaybolması nedeniyle çektiği sıkıntı ve uğradığı hayal kırıklığı dolayısıyla manevi zarara uğradığı kabul edilmiş ise de, bu durumun MK'nın ... ve BK'nın 49. (TBK 58) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir. Bu itibarla, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, BK'nın 49. (TBK 58) maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir....- Ayrıca, mahkemece davacı tarafça talep edilen maddi tazminat istemi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmasına ve anılan rapor göz önünde bulundurularak karar verildiği belirtilmesine rağmen, bilirkişi raporunda tespit edilen miktarın dışında ve gerekçesi de açıklanmaksızın, denetime elverişli olmayan bir şekilde istemin kısmen kabulü ile ....500,00 TL maddi tazimata hükmedilmesi de doğru olmamış, bu nedenle de kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir....- Yukarıda (...) ve (...) no’lu bentlerde açıklanan nedenlerle, bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (...) ve (...) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, ........2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.