Taraflar arasında görülen davada (Ankara Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 07.04.2005 tarih ve 2005/60-2005/206 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı banka denetçileri, davacı bankanın eski yöneticileri olan davalıların bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı şekilde kullandırdıkları krediler nedeniyle bankanın zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik (1.276.296.843.505) TL'nin temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir,Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, önce Ankara Onbeşinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan bu davada, mahkemece iş bölümü itirazı yerinde görülerek dosyanın Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildiği, Ankara Dokuzuncu Asliye Ticaret Mahkemesi'nce 5020 sayılı Kanun uyarınca dosyanın mahkemelerine gönderildiği, oysa somut uyuşmazlıkta haksız fiilleri sonucu banka yöneticilerinin bankaya verdikleri zararın TTK'nın 309, 341. maddeleri uyarınca tazmininin talep edildiği ve mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesiyle, davanın açıldığı mahkemede görülmesi gerektiğinden mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın merci tayini için Yargıtay Yirminci Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Davacı banka denetçileri, bankanın eski yöneticileri olan davalıların usulsüz kredi kullandırmak suretiyle bankayı zarara uğrattıklarından bahisle zarar miktarının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davanın ilk olarak açıldığı Ankara Onbeşinci Asliye Hukuk Mahkemesi, işbölümü itirazını kabul ederek, dosyayı Ankara Dokuzuncu Asliye Ticaret Mahkemesi'ne göndermiş, anılan mahkemece de olaya 4389 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağından bahisle görevsizlik kararı verilerek, dosya Ankara Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmiştir.Mahkemenin de isabetli olarak belirlediği şekilde, uyuşmazlık 4389 sayılı Kanun'un uygulanmasından kaynaklanan bir dava değil, banka eski yöneticilerinin usulsüz kredi kullandırmaları nedeniyle uğranılan zararın tahsili amacıyla TTK'nın 320, 341 ve BK'nın 528. maddelerine dayalı olarak banka denetçileri tarafından açılmış bir sorumluluk davası olması nedeniyle, Ankara Dokuzuncu Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevsizlik kararı yerinde olmayıp, mahkemece görevsizlik karan verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak, HUMK'nın 25. maddesi uyarınca, bir mahkemenin verdiği görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise, bu görevsizlik kararı dosya kendisine gönderilen mahkemeyi bağlamayıp, o mahkeme de görevsizlik kararı verebilir. Bu ikinci görevsizlik kararı da temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde görevli mahkeme, merci tayini yoly ile Yargıtay Yirminci Hukuk Dairesi tarafından belirlenecektir. Dolayısıyla mahkemenin ikinci görevsizlik kararını verdiği esnada, kararın temyiz edilip edilmeyeceği bilinemeyeceğinden, dosyanın karar kesinleştiğinde Yargıtay Yirminci Hukuk Dairesi'ne gönderilmesi şeklinde karar alınması doğru olmamıştır. Zira, son görevsizlik kararının temyiz edilmesi ile Yargıtay'ca verilecek onama kararı gönderilen mahkemeyi bağlayacağından, hükümdeki bu ibarenin uygulanma imkanı da ortadan kalkacaktır.Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın yeniden icrasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendinin 6. satırındaki "mahkememizin görevsizliğine" ibaresinden sonra gelmek üzere "karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Ankara Dokuzuncu Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine" ibarelerinin eklenmesine, yine hüküm fıkrasının 3. bendinin 1. ve 2. satırındaki "karar kesinleştiğinde dosyanın merci tayini için Yargıtay Yirminci Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine" ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, kararın HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekli ile (ONANMASINA), 18.09.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.