Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8810 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8345 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen .../.../2014 tarih ve 2014/381-2014/507 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili ile davalının ... ... .... Ltd. Şti.'nin ortakları olduklarını, şirketin 31.....2006 tarihinden önceki tüm borçlarının çıkarılarak aralarında paylaşılmasına ilişkin bir protokol düzenlediklerini, yine aynı protokol ile davalının borçları ödedikten sonra ödenmek üzere şirketteki payının devri karşılığı olarak müvekkili ile 62.000,00 TL’ye anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin davalının % 50 payına karşılık olarak ... adet çeki keşide ederek davalıya teslim etmiş olduğunu, ancak davalının protokol gereği paylaştığı şirket borçlarını ödemediğini, bu nedenle müvekkilinin payına düşen borç miktarı 104.221,50 TL olmasına rağmen 174.005,40 TL ödeyerek davalının payına isabet eden borç tutarının bir kısmını da ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin yaptığı ödemelerden dolayı davalının devir bedelinden ....000,00 TL’yi mahsup ettiğini, yapılan mahsuba rağmen davalının üstlendiği şirket borçlarından payına düşen kısmı ödemediğini ileri sürerek, müvekkili tarafından davalıya hisse devir bedeli karşılığı olarak teslim edilen ... adet toplam bedelleri 50.000,00 TL olan çeklerden dolayı müvekkilinin protokol gereği kendi payına düşen kısmı aşan ödemeleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve davalıdan ayrıca ....783,90 TL alacaklı olunduğunun tespiti ile bu tutarın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ........2012 tarihli dilekçe ile çek bedellerinin davalıya ödendiğini ileri sürerek 57.783,90 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin 01.....2006 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirketteki payının tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devredildiğini ve bu hususun şirket karar defterine işlenmiş olduğunu, bu durumda müvekkilinin şirketten doğan sorumlulukları yönünden ibra edilmiş bulunduğunu, müvekkilinin şirket borçlarından dolayı şahsi sorumluluğunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; şirket borçlarına ilişkin taraflar arasındaki protokolün borçların tasfiyesinde esas alınması ve geçerli olması gerektiği, davacının 104.201,50 TL'den sorumlu olduğu halde bunun çok üstünde ödeme yapması nedeni ile aradaki farktan iade edilen çek bedeli de düşüldüğünde kalan 57.783,90 TL'nin davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle 57.783,90 TL'nin ödeme tarihi olan .../07/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, taraflar arasında düzenlenen protokol uyarınca davacının davalıya hisse devir bedeli olarak verdiği çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, taraflar arasındaki protokolün borçların tasfiyesinde esas alınması gerektiği, davalının protokol gereği üstlendiği şirket borçlarıyla ilgili hiç ödeme yapmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında akdedilmiş bulunan 31.....2006 tarihli protokolde, mahkemenin kabulünün aksine davalı devredenin devir tarihinden önceki şirket borçlarını ödeyeceğine dair bir ibarenin bulunmadığı, devir tarihine kadar şirket borçlarının 208.443,00 TL olarak belirlendiği ve bunun şirket hisse oranlarına göre eşit olarak paylaşıldığında davalının hissesine 104.221,50 TL borç düştüğü, dosya kapsamından şirketin devir tarihi itibariyle hesaplanan ve davalının hissesine düşen bu borcun davalının alacaklarından mahsup edilerek bakiyenin hisse devir bedeli olarak belirlendiği ve çek olarak davalıya ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, tüm bu hususlar değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.