MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen .../07/2016 tarih ve 2016/347 D. İş D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati hacze itiraz eden vekili; karşı taraf banka ile asıl borçlu ... .... .... Tic. Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin asıl borçlu şirketle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, derdest davada tensiple müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Karşı taraf (alacaklı) vekili; müvekkili banka ile asıl borçlu .... ... .... Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmeleri imzalandığını, asıl borçlu tarafından kredinin geri ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, asıl borçlu şirketin ortakları ve sözleşmenin kefilleri tarafından muvazaa, kanuna karşı hile ve namı müstear ile ihtiyati hacze itiraz eden şirket adı altında her türlü ticari ve iktisadi faaliyetlerinin devam ettirildiğini savunarak ticari şirketlerde tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi gereğince itirazın reddini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği ve gecikmesinde ciddi zarara uğrayacağı endişesinin mevcut olduğu, HMK'nın 390/... maddesindeki yaklaşık olarak ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili temyiz etmiştir.Talep, derdest dava sırasında verilen ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkin olup, karşı taraf (alacaklı) banka ihtiyati hacze itiraz eden .... .... ....Ltd. Şti. yönünden ihtiyati haciz istemini, muvazaa, kanuna karşı hile ve tüzel kişilik perdesinin kaldırması teorisine dayandırmış ve mahkemece, ihtiyati hacze itiraz eden şirket yönünden hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hangi delillere dayanıldığı belirtilmeden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, ihtiyati hacze itiraz eden şirketin ve bu şirketin ortaklarının karşı taraf (alacaklı) banka ile asıl kredi borçlusu .... .... .... Ltd. Şti. arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesinin tarafı olmadıkları gibi kefil veya garantör sıfatlarının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 258. maddesi gereğince, alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri (md.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. Aynı Kanun'un 260. maddesine göre de ihtiyati haczin ne gibi belgelere istinaden ve ne sebeple konulduğunun ihtiyati haciz kararında gösterilmesi gerekir.Somut olaya gelince, karşı taraf (alacaklı) vekili, ihtiyati hacze itiraz eden şirket yönünden ihtiyati haciz talebinde, asıl borçlu şirketin ortağı ve aynı zamanda kredi sözleşmesinin kefili olan ... ....’in ihtiyati hacze itiraz eden şirkette çalışmaya başladığını ve vekaletname ile şirket işlerini takip ettiğini, asıl borçlu şirketin diğer işçilerinin ise ihtiyati hacze itiraz eden şirkette işçi olarak çalıştıklarını, ... .... ile ihtiyati hacze itiraz eden şirket ortaklarının yakın arkadaş olduklarını, iki şirketin de merkezinin aynı adreste olduğunu, asıl borçlu şirketin taşınmazı ile aracının ihtiyati hacze itiraz eden şirket tarafından muvazaalı olarak satın alındığını ileri sürmüş, ihtiyati hacze itiraz eden vekili ise hem cevap dilekçesinde hem de itiraz dilekçesinde, müvekkili şirket ile asıl borçlu şirket arasında hiçbir organik bağın bulunmadığını, şirketlerin ortaklarının farklı olduğunu, asıl borçlu şirket ortağına müvekkili şirket tarafından vekaletname verilmediğini, şirket merkezlerinin ve adreslerinin farklı olduğunu, müvekkili şirket tarafından taşınmaz ve aracın icra kanalıyla alındığını ve muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak sorumlu kılma teorisinin müvekkili açısından gerçekleşmediğini savunmuştur. Gerçekten de, dosya kapsamından, asıl borçlu şirket ile ihtiyati hacze itiraz eden şirket ortaklarının farklı olduğu, şirket merkezlerinin ve adreslerinin aynı olmadığı, asıl borçlu şirketin taşınmazı ile aracının ihale ve icra yoluyla ihtiyati hacze itiraz eden şirket tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları karşısında tüzel kişilik perdesinin kaldırılması noktasında yaklaşık ispatın gerçekleşmediği göz önüne alınarak, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bütün bu hususlar değerlendirilmeden yazılı şekilde ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.