MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen .../03/2015 tarih ve 2014/345-2015/84 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler elektronik ortamda okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, kendisi ile davalılardan ...'ın dava dışı .. ... ....Ltd. Şti'nin ortağı olduklarını, müvekkili ile davalılardan ... ve ...’ın şirket müdürü olduklarını, davalılardan ... ile ... .... arasında ........2013 tarihinde tesis edilen hakem kararı ile müvekkilinin şirket hisselerine dair bir takım kararlar alındığını, şirket tarafı olmayan kişilerce hisse devrine dair verilemeyeceğini, hakem kararının geçersiz olduğunu ileri sürerek, ........2013 tarihli hakem kararının ve bu karara dayanarak yapılmış tüm işlemlerin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... ..... vekili, davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı gibi, bu davadan önce müvekkilinin vermiş olduğu aynı hakem kararının iptali talepli olarak ve yargılaması halen devam etmekte olan ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/485 esas sayılı dosyasında davanın reddi yönünde yerel mahkemece karar verildiğini, bu kararın Yargıtay'ca onandığını, fakat davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulduğunu, müvekkilinin davalı sıfatı ve davacının da dava ehliyetinin olmadığını, iptal talep edilen hakem kararının usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılar ... .... ve ..... ..... vekili, davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, dava dışı ... ... .. Şti'nin ........ ailesi adına ...'ın ailesi adına İnsel 'ın ortaklığında kurulduğunu, tekstil sektörünü aile içinde tek bilen kişi olması dolayısıyla şirketi en geniş şekilde temsil etme ve borçlandırma yetkisinin müdür sıfatıyla diğer davalı ...'a verildiğini, işlerin istenen gibi gitmediğini, bunun üzerine ihtilafın çözümlenmesi amacıyla tahkim yoluna başvurulduğunu, tahkim yargılaması yapılarak İnsel 'ın ...... ........'a paylarını devretmesine, buna karşılık da ...... ........'ın 293.021,00 TL ödemesine karar verildiğini, davacının şirket payları ile ilgili olarak herhangi bir yargılama yapılmadığını ve karar alınmadığını, daha önce açılan dava nedeniyle hakem kararının kesinleştiğini, tahkim yargılaması sonucu verilen hakem kararlarına karşı HMK 439. maddesi uyarınca yalnız iptal davası açılabileceğini savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir. Davalı ...'ın usulüne uygun şekilde davetiye tebliğ edildiği halde süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; derdestlik itirazına konu dava dosyalarının taraflarının farklı olduğu iki davadan birinin itirazın iptali davası olmakla dava konusunun da eldeki davayla aynı olmadığı, bu haliyle derdestlik itirazının reddi gerektiği, davacının dava konusu ........2013 tarihli hakem sözleşmesinde taraf olmadığı bu haliyle davacının aktif husumeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....-Dava, hakem kararının iptali istemine ilişkin olup, her ne kadar mahkemece davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un .... fıkrasının .... bendinde, ''.../.../2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na ve .../.../2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu'na göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, iptal davalarına, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara...'' asliye ticaret mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca somut uyuşmazlığın çözümünün mahkemenin görevi dahilinde olmadığı açıktır. Bu itibarla, mahkemece asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün re'sen BOZULMASINA, (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.