MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2012/261-2013/492Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/10/2013 tarih ve 2012/261-2013/492 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının kuaför dükkanını içindeki demirbaş malzemeler ile birlikte davalıdan 72.000,00 TL karşılığında 22/03/2012 tarihinde devraldığını, 72.000,00 TL bedelin, mecurun kiracılık haklarının ve işletme haklarının devrine ilişkin hava parasını ve dükkanda bulunan ve dükkan ile birlikte devrolunan demirbaş malzemelerin ve taşınır eşyaların değerini oluşturduğunu, müvekkilinin davalıya her biri 2.000,00 TL bedelli ilki 22/04/2012 ödeme tarihli olmak üzere her ayın 22'sinde ödenecek 36 adet senet verdiğini, anılan dükkanın kiralayanı olan E.. Y..ihtarname çekerek kira sözleşmesine göre kiracı S.. F..'in kiralayanın yazılı onayı olmadan kira sözleşmesini ve kiralananı devretme hakkının bulunmadığını, derhal mecurun boşaltılması gerektiğini bildirdiğini, davalıya verilen senetlerden dükkanda bulunan mallara karşılık gelenler dışında kalan ve kiralananın yani kira sözleşmesinin ve dükkanın işletme hakkının devrine ilişkin olanların bedelsiz kalacağını, müvekkilinin senetlerden toplam 22.000,00 TL bedelli 11 adedini ödeyeceğini, ancak geriye kalan ve bedelsiz kaldığı açık olan toplam 50.000,00 TL bedelli 25 adet senedi ödemesi halinde müvekkilinin büyük zarara uğrayacağını, davalının bu senetleri tahsil etmesi halinde haksız kazanç sağlayacağını ileri sürerek; toplam 36 senetten toplam 50.000,00 TL bedelli olan 25 adedinin iptallerine, bu senetler için müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davalının davacıyı yanıltmadığını, yazılı kira sözleşmesini incelemiş olan davacının, bu sözleşmede kiracılık ilişkisinin devir hakkının olmadığını da gördüğünü, bu işyerinin yazılı kira sözleşmesi varken ve de dükkanın kiralayanı ile görüşmeden devir alma riskinin de kendisine ait olduğunu, davacının kiralanana ait kira bedellerini dahi hiç ödemediğini, bu nedenle kiralayannın işlemiş kira bedellerini müvekkilinden istediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; talebin hava parası ile eşyalara ilişkin bulunduğu, devir yapılmasından sonra davacının dikkatli bir tacir gibi hareket edip, davalının taşınmaz maliki ile olan kira sözleşmesini temin edip, incelemeden bonoları düzenleyip verdiği, davalının da eşyaları ve dükkanı devrettiği, hava parasının eksik borç niteliğinde olup, Borçlar Yasasının 604 ve devamı maddeleri gereği ödenmekle, geri istenemez duruma geldiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.1- 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülür. Yine, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi gereğince de mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkindir. Bu durumda, dava bonoya dayalı menfi tespit davası olup 6102 sayılı TTK'nın 4/1-a maddesi uyarınca, TTK'da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılacağından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.