MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/12/2010 gün ve 2009/553-2010/944 sayılı kararı düzelterek onayan Daire’nin 04.06.2012 gün ve 2011/3171 - 2012/9658 sayılı kararı aleyhinde davalı ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 2005 yılında ... Enstitüsü'nde yüksek lisans eğitimini ... Halk Kültürü Araştırması adı altında hazırladığı tezle tamamladığını, davalılardan ... Kaymakamlığının yayımcısı, ...'nın ise hazırlayanı sıfatı ile yer aldıkları kitabın ... Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri-1 seri ile ... ... adı altında ... Kaymakamlığı tarafından 2008 yılında ...'da bastırılarak ... ve ...'da dağıtıldığını, kitap basılırken müvekkilinden izin alınmadığını, halen ... Bakanlığınca yapılan görevlendirme ile ...'da öğretmenlik yapan müvekkilinin kitap basıldıktan sonra durumdan haberdar olduğunu ileri sürerek, tecavüzün ref'ine, dağıtılan eserlerin toplatılmasına, eser sahibinin manevi hakkının ihlali nedeniyle 20.000 TL manevi, 2.000 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14.12.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 5.357,16 TL'ye yükseltmiştir.Davalı ... vekili, eseri meydana getirenin esere kendi düşünce ve duygularını katan bir yönü olmadığını, müvekkilinin bu çalışmayı yayına hazırlaması karşılığında telif hakkı başta olmak üzere hiçbir bedel veya ücret almadığını, çalışmada davacının adından ve tezinden bahsedilerek kendisine teşekkür edildiğini, 1.000 adet bastırılan bu çalışmanın ücretsiz olarak çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına dağıtıldığını, davacıya bu konuda bilgi verilmesi hususunda gerekli girişimler yapıldığı halde kendisine ulaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı ... vekili, husumetten ve olmadığı takdirde esastan davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizce düzelterek onanmıştır.Bu kez davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer karar düzeltme itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Ancak dava, 5846 sayılı FSEK.’ndan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile davaya konu eserin toplatılması istemlerine ilişkin olup, yukarıda da özetlendiği gibi mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulünün yanında, davalıların davacıya ait esere yönelik tecavüzünün ref'i ile "... ..." adlı eserlerinin toplatılmasına da karar verilmiştir.Oysa 5846 sayılı Yasa'nın 68/2. maddesinde, bir eserin izinsiz çoğaltılması halinde, eser sahibinin izinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebileceği, 3. fıkrada ise izinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa hak sahibinin, tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkradaki şıklardan birini seçebileceği öngörülmüştür. Açıklanan bu düzenleme karşısında, eser sahibinin hem tazminata hem de maddede sayılan diğer seçeneklere hükmedilmesini istemesi mümkün değirdir. Zira eser sahibi olan davacının, FSEK.’nun 68. maddesi uyarınca mali hak tazminatı talebinde bulunması halinde, bu talebine bağlı olarak, dava konusu edilen ihlâller ile sınırlı kalmak üzere, taraflar arasında farazi bir sözleşme ilişkisinin, diğer bir deyişle bir lisans sözleşmesinin meydana geldiği kanunen kabul edilmiş olur ve kanun, rayiç telif ücretinin üç katını mütecavize ödeterek, tecavüzün izlerinin tamamen silinmesini sağlayıp, ref’i gerçekleştirir. Bu suretle de davacı aynı zamanda bir borç altına girdiğinden, davalının müdahalesinin men’ine karar verilmesini isteyemez (Bkz. Prof.Dr. Ü.Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, Dördüncü Bası, İstanbul 2005, s: 303).Somut uyuşmazlıkta da mahkemece, 5846 sayılı FSEK.’nun 68. maddesi uyarınca rayiç telif ücretinin üç katı tutarında maddi tazminata hükmedildiği halde, tecavüzün ref’i ile "... ..." adlı eserin toplatılmasına da karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekirken, Dairemizce davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verildiği anlaşıldığından, davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 04.06.2012 tarih ve 2011/3171 E.- 2012/9658 K. sayılı kararının kaldırılarak, hükmün davalı ... yararına bozulması gerekmiştir. 3- Ayrıca mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği ve ret kararı her iki davalı için de aynı gerekçeye dayandığı halde, AAÜT.'nin 3/2. maddesi gereğince, davalılar yararına reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, her iki davalı yararına reddedilen manevi tazminat için iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir. Dolayısıyla davacının mahkeme kararına karşı bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Nitekim Dairemizce de bu nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkemece verilen kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Ancak yukarıdaki bentte açılanan nedenlerle mahkemece verilen hüküm davalı yararına bozulduğundan, artık mahkeme kararının düzeltilerek onanması imkanı olmadığından hükmün bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle Dairemizin 04.06.2012 tarih ve 2011/3171 E.- 2012/9658 K. sayılı kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle de davacı yararına BOZULMASINA, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.