Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 857 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9131 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL 32. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 18/10/2011NUMARASI : 2011/61-2011/35Taraflar arasında görülen davada İstanbul 32. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18.10.2011 tarih ve 2011/61-2011/35 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.01.2014 günü hazır bulunan davalı D. Ahşap Ürünleri Sanayi A.Ş. vekilleri Av. A. E. E. ve Av. M.. E.., diğer davalı M.. A.. vekili Av. M.. B.. ile davacı şirket temsilcisi Y. A. ve davacı şirket vekili Av. A.. O.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin İtalyan menşeli Euromobil SPA'nın Türkiye'de tek yetkili dağıtıcısı olduğunu, 25/10/2000 ve 27/03/2002 tarihli sözleşmeler ile Euromobil marka mutfak modellerinin hazırlanması ve monte edilmesi konusunda davalı M. A.Ş. ile anlaştığını, müvekkilince toplam 52 adet mutfak montesinin anılan davalıya teslim edildiğini, ancak montajı yapılan mutfak dolaplarının ve özellikle Tabula modelinde yer alan köşe ünitenin, sonradan diğer davalı tarafından çok daha ucuz fiyatla, birebir taklit edilerek davalı M. A.Ş'ye ait Kumburgaz Evlerine montajının tamamlandığının öğrenildiğini, Euromobil SPA.'nın tasarımlarının İtalya'da tescilli olduğunu ve Paris Sözleşmesi gereğince Türkiye'de de koruma altında bulunduğunu, keza FSEK'nın 4. maddesi gereğince mimarı tasarımların güzel sanat eseri olarak da korunduğunu, müvekkilinin 154.560 Euro tutarında zararının bulunduğunu ileri sürerek, davalıların haksız rekabet oluşturan fiillerinin tespitini ve önlenmesini, hüküm özetinin ilanını, asıl davada şimdilik 96.773 TL'nin, birleşen davada 96.773 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalılarca üretilen/kullanılan mutfak köşe üniteleriyle, Euromobil SPA'ya ait tasarımlar arasında belirgin bir benzerlik bulunduğu, zararın öğrenilmesinin üzerinden TTK'nın 62. maddesinde belirtilen 1 ve 3 yıllık sürelerin geçtiği ve davalı tarafın zaman aşımı definde bulunduğu dikkate alındığında, 26/07/2005 tarihinde açılan birleşen davada talep edilen 36.548 Euro'luk kısmın zaman aşımına uğradığı, davacının talep edebileceği tutarın toplam 91.111 Euro olarak belirlendiği, bu tutarın davanın açıldığı 20/01/2003 tarihindeki kur karşılığının 160.576,58 TL olduğu, ancak davacı vekilince İstanbul 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'ne sunulan 06/01/2005 havale tarihli temyize cevap dilekçesinde, mahkemenin takdir ettiği 54.563 Euro karşılığı 96.163,35 TL'yi kabul ettiğinin bildirildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve önlenmesine, hüküm özetinin ilanına, 96.163,35 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Ancak dava, TTK'nın 56 vd. maddelerine dayalı, davalıların haksız rekabet oluşturan fiillerinin tespiti ve önlenmesi, uğranılan maddi zararın tazmini, hüküm özetinin ilanı istemlerine ilişkindir. Her ne kadar davalılardan M. A.Ş. vekili, birleşen davaya cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmamış ise de, 10.05.2010 tarihli dilekçede zamanaşımı savunmasında bulunmuş, 18.05.2010 tarihli oturumda bu dilekçe davacıya tebliğ edilip anılan davalı tarafından sözlü olarak da zamanaşımı savunması yinelenmiş, hatta 12.08.2010 tarihli dilekçe ile bu savunma tekrar edildiği halde, davacı vekilince süresinde yapılmayan zamanaşımı savunmasına karşı, savunmanın genişletilmesine itiraz edilmemiştir. 1086 sayılı HUMK.'nın 202/2. (6100 sayılı HMK'nın 141.) maddesi uyarınca davacı, savunmanın genişletildiğini ileri sürmediğine göre, mahkemece bu savunmanın incelenmesi gerekir. Dolayısıyla mahkemece birleşen davada tüm davalılar yönünden zamanaşımı savunmasının incelenmesinde bir isabetsizlik yoktur. Fakat 6762 saylı TTK'nın 62. maddesine göre, ceza kanunları gereğince daha uzun bir müruruzaman müddetine tabi olan cezayı müstelzim bir fiil işlenmiş bulunursa, bu müddet hukuk davaları hakkında da caridir. Mahkeme ise aynı maddede yazılı bir ve üç yıllık süreler bakımından davalıların zamanaşımı savunmasını incelediği halde, ceza zamanaşımı yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapmamıştır.O halde mahkemece birleşen davada davalıların zamanaşımı savunmasının, ceza zamanaşımı süreleri yönünden de incelenip değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. 3- Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece davacının talep edebileceği tazminat miktarının tespiti için görüşüne başvurulan bilirkişi raporu da hüküm kurulması ve izlenmesi için yeterli olmadığı gibi denetime de elverişli değildir. Zira öncelikle anılan raporda davacının davalı M. A.Ş. ile akdettiği sözleşmeye göre, diğer davalı tarafından davalı M. A.Ş.'ye yapılan mutfakları davacı yapsaydı %25 oranında kâr elde edeceği bildirilmiş ise de bu konuda hiçbir açıklama yapılmamış, örneğin bu miktar kârın ne kadar gelir üzerinden hangi masrafların düşülmesi suretiyle elde edilebileceği belirtilmemiştir. Yine mahkemece oluşturulan heyetlerin hiçbirisinde bu konuda görüş bildirmek için yeterli uzmanlığa sahip sektörden bir bilirkişi bulunmamaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, aralarında sektörden bir bilirkişinin bulunduğu heyet aracılığıyla inceleme yaptırılarak, davacının talep edebileceği tazminat miktarının yukarıda açıklanan şekilde tespiti gerekirken, yazılı şekilde tazminatın belirlenmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davalılar yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.