Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8538 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11662 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİHasımsız olarak görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/07/2015 tarih ve 2015/305-2015/634 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi talep eden vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Talep eden vekili, müvekkilinin hamili bulunduğu iki adet çekin zayi olduğunu, bu nedenle çekler üzerine ödeme yasağı konularak çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece dosya kapsamına göre; talep konusu çekler ile ilgili olarak TTK'nın 757'nci maddesi hükümlerine göre ödemekten men kararı verilmek suretiyle bankaya bildirilmiş ve çekleri elinde bulunduranların ilk ilan tarihinden itibaren üç aylık süre içinde söz konusu çekleri ibraz etmeleri veya bildirimde bulunmaları aksi hâlde çeklerin iptaline karar verileceği hususunda Ticaret Sicil Gazetesi'nde birer hafta ara ile üç kez ilan yapılmıştır. Üç aylık yasal bekleme süresi içerisinde çeki elinde bulunduran üçüncü kişinin 30.04.2015 keşide tarihli 110.000 TL bedelli çeki elinde bulunduğundan bahisle dilekçe verdiği, bu dilekçe üzerine davacı vekiline iptale konu çek ile ilgili olarak istirdat davası açması için verilen süreye rağmen istirdat davasının açılmadığı, 31/03/2015 tarih, 105.000,00 bedelli çek bakımından ise banka tarafından ödendiği için iptal taleplerinden vazgeçtiklerine dair bildirimin ise beyanın talep eden vekiline ait olup olmadığının kimlik kontrolü yapılarak tespit edilmediği gibi vazgeçmenin feragat beyanı olarak kabulünün de mümkün olmadığı gerekçesiyle talep konusu her iki çek bakımından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, talep eden vekili temyiz etmiştir. Talep, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. Mahkemece temyize konu ... Bankası ... Şubesi'ne ait 0086337 seri no'lu 30.04.2015 keşide tarihli, keşidecisi ... olan 110.000,00 bedelli çek yönünden çeki elinde bulunduran şahsın başvurusu üzerine talep eden vekiline çek hamiline karşı istirdat davası açması konusunda verilen süre zarfında dava açılmadığı, zayi durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle, ödeme yasağı kaldırılarak esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.6102 sayılı TTK'nın 818/1-s maddesinin yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken 758 ve devamı maddeleri uyarınca; yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı, açılmaması halinde ise, ödeme yasağının kaldırılması ve çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır.Ayrıca, 6100 sayılı HMK'nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.Temyize konu çekişmesiz yargı işinde; çeki elinde bulunduran kişi aleyhine süresinde istirdat davası açılmış olmasına rağmen, mahkemece aksi yönde tespite yer verilerek, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilerek hüküm oluşturulmuştur. Bu durumda, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratıldığı gibi, süresinde istirdat davası açıldığına göre, yasa gereği ödeme yasağı kararının kaldırılmaması gerekirken, aksi yönde karar verilmesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle talep eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.