Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 844 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 104 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/04/2011 tarih ve 2010/80-2011/108 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 02.05.1989 tarihinden itibaren bilgisayar yazılımı sektöründe faaliyette bulunduğunu ve "..." ibaresini marka, ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullandığını, davalının da aynı sektörde aynı ibareyi ticaret unvanı olarak tescil ettirdiği gibi emtialarının üzerinde de bu ibareye yer verdiğini ileri sürerek, davalının eyleminin haksız rekabet ve müvekkiline ait marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespit ve önlenmesini, davalının ticaret unvanından "..." ibaresinin silinmesini, 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak, dosya kapsamına göre; sunulan internet çıktıları ve ilan sayfalarında davalı ürününün davalının kendi logosuyla tanıtımının yapıldığı, logonun altına davalı şirketin unvanının ticaret sicilindeki tescilli haliyle yazıldığı, kullanılan logonun davalının adına tescilli markası olduğu, yine davalı şirketin unvanının müstakilen ve logo ile birlikte tescilli marka olduğu gibi logo altında ... ibaresinin de marka olarak tescilli bulunduğu, bu suretle, davalının kullanımının davacı markasına tecavüz teşkil etmediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra ibraz edilen ve dosya içerisinde bulunan delillerden, davalıya ait ... ibareli internet web sitesinde davalının “...” kelimesini tescilli ticaret ünvanı olarak kullanmayıp ticari faaliyetlerini tanıtıcı marka olarak kullandığı ve anılan ibarenin davalı adına marka olarak tescilli olmadığı anlaşıldığı halde mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.