MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/11/2011 tarih ve 2011/58-2011/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkilinin borçlu ...’ye taşıma işi yaptığını ve düzenlenen toplam 58.700 USD bedelli faturaların ödenmediğini ileri sürerek, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 10/11/2011 tarihli karar ile iddia ve dosyadaki belgelere göre, ihtiyati haciz isteminin kabulüne, 94.866,71 TL borca yetecek miktar için ihtiyati haciz karar verilmiştir.Karşı taraf vekili, müvekkili şirketin ticaret merkezinin ...'da olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, daha önce alacaklı tarafından başlatılan icra takibine itiraz ettiklerini, alacaklı itirazın iptali davası açmadığından İİK 264/4. maddesi gereğince ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını, ihtiyati hacze dayanak faturaların tamamının kapalı faturalar olduğunu, 30.000 USD bedelli çekin davalı şirkete verildiği ve bu durumun alacaklı tarafından da kabul edildiği halde alacağın tümü üzerinden talepte bulunulduğunu, alacağın henüz muaccel olmadığını savunarak, ihtiyati hacze itiraz etmiştir.Mahkemece, alacak para borcundan kaynaklandığından BK’nun 73/1. maddesi uyarınca alacaklı şirketin merkezine göre ... Mahkemelerinin yetkisizliğine ilişkin iddianın yerinde olmadığı, alacağın icra takibi ile muacceliyet kazandığı, alacaklının ihtiyati haciz kararına itirazın kendisine tebliğinden itibaren yasal süresi içinde itirazın iptali davası açtığı, ihtiyati haczin hükümsüz kaldığına ilişkin itirazların yerinde olmadığı, her ne kadar taraflarca takip konusu alacağın 30.000 USD’lik kısmının borçlu tarafından ödendiği hususunda sulh vaki olmuşsa da ihtiyati haciz kararına itiraz davasında yalnız İİK’nun 265. maddesinde belirtilen sebeplere hasren inceleme yapılabileceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili temyiz etmiştir.1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2) Ancak, alacaklı ihtiyati haciz talep etmeden ve icra takibine başlamadan önce 30.000 USD tahsil etmiş olup, bu husus yargılama sırasında düzenlenen protokol ile de sabittir. Bu nedenle alacaklı vekili 30.000 USD üzerinde kalan alacak miktarı için ihtiyati haciz kararının devamını istediğini bildirmiş ise de, mahkemece davacının da bu miktar için itirazı kabul etmesine rağmen yazılı şekilde karar verilmiştir. İİK’nun 265. maddesi gereğince, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere karşı itiraz edebileceğinden ve ihtiyati hacze konu edilen borcun ödenmiş olmasının da bu sebepler kapsamında kabul edilmesi gerektiğinden, mahkemece bu miktar için ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın ihtiyati hacze itiraz eden yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın ihtiyati hacze itiraz eden ... yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.