Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8380 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11625 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02/03/2015 tarih ve 2014/521-2015/87 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 1975 yılından itibaren davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirket yönetiminin 2003 yılına kadar yapılan genel kurullara ortak olarak davacıyı davet etmekte iken bu tarihten sonra bu konuda herhangi bir davetin gelmediğini ve davacıya şirket faaliyetleri ile ilgili herhangi bir bilginin de verilmediğini, bu konuda davalı şirkete gönderdikleri ihtara da davalı şirket tarafından cevap verilmediğini ileri sürerek her türlü yasal hak ve alacaklarına ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin öz varlığının, şirket hisselerinin rayiç değerinin, davacının davalı şirketteki ortaklık durumunun ve hisse oranının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı şirkette 132 adet hisse ile ortak olduğunun tespitine, diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, davalı şirkete ortak olunduğunun tespiti ve buna bağlı olarak fer'i taleplere ilişkin olup, mahkemece davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, reddedilen kısma yönelik kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.