Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8240 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13811 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/04/2015 tarih ve 2014/148-2015/202 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18/10/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, ...'ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5 ve 7.6. maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, ...'in 19.08.1999 tarihinde ...'a ait elektrik tellerinin aşağıya sarkık olması sonucu elektrik akımına kapılarak sakat kalması sonucu açtığı tazminat davasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararına istinaden müvekkilinin 128.414,00 TL ödediğini ileri sürerek, bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da davacı ... özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini, "İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi" hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulmayacağını, davacı tarafından düzenlenen devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.6 maddesi gereğince davacının 3. kişiye yapmış olduğu ödemeyi davalıdan talep edebileceği, mahkeme ilamına göre yapılan ödemenin yerinde olduğu, ödemeden sonra davalı temerrüde düşürülmediğinden talep edilen miktara dava tarihinden itibaren faiz uygulanacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne; 128.414,00 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6.578,97 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.