MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2015 tarih ve 2014/422-2015/564 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18/10/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı gerçek kişilerin ortağı olduğu davalı şirketten alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalıların haksız olarak itiraz etiğini, daha sonra davalıların şirketin mallarını danışıklı olarak elden çıkarttığını, şirket alacaklarının davalı ortaklar tarafından alınıp şirkete aktarılmadığını ileri sürerek, 12.500,00 TL tahsil edilemeyen alacak, 12.500,00 TL'de 2006 yılında muaccel olan alacağın ödenmemiş olması nedeniyle faiz ile karşılanmayan zarara karşılık olmak üzere toplam 25.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 02.03.2015 tarihli dilekçesi ile talep ettikleri alacağın munzam zarar olmayıp doğrudan müvekkilinin uğradığı zarar olduğu ve dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ederek davayı ıslah etmiştir. Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davalı şirkette işçi olduğunu, müvekkilinin şirketin %5 oranında hissedarı olduğunu, gelir gider ve hesap ilişkileri ile alakalı olmadığını, alacaklılardan yapılan tahsilatların hiçbirini müvekkilinin yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, herhangi bir cevap vermemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı şirket yönünden davadan feragat ettiği, davalıların limited şirketi ortağı ve temsilcileri oldukları, davalıların şirket mallarını muvazalı olarak devredip alacakları şirket hesabına geçirmeyip haksız eylemleri ile davacının alacağının tahsilini engelledikleri, şirket yetkilisi oldukları halde şirket defterlerini bile ibraz etmeyip, şirketin mallarını muvaazalı olarak devrettikleri, davalılar limited şirket yetkilisi olarak haksız eylemleri ile davacıya vermiş oldukları doğrudan zarar niteliğinde olan davacı zararından sorumlu oldukları gerekçesiyle, davalı şirket yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne, 25.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir1) Dava, TTK’nun 309. maddesi uyarınca şirket alacaklısınca açılmış bulunan tazminat davasıdır. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı taraf, davalıların şirket mallarını danışıklı olarak elden çıkarttığını, şirket alacaklarının şirkete aktarılmadığını ve davalıların icra takibine haksız itirazı nedeniyle şirketten olan alacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, davalılara husumet yönelttiğine göre, bu zarar davacının doğrudan doğruya zararı olmayıp, dolaylı uğradığı zarardır. Bu durumda da Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına ve TTK’nun 309. maddesine göre dava edilen tazminatın şirkete ödenmesi talebiyle dava açılması gerekmektedir. Davacı taraf, davada talep edilen tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiğinden mahkemece davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, zararın doğrudan doğruya bir zarar olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın mümeyyiz davalı ... yararına bozulması gerekmiştir. 2) Bozma neden ve şekline göre, mümeyyiz davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın mümeyyiz davalı ... yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı ...'in sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı ...'e verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.