Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8223 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11038 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 15. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 23/03/2016 tarih ve 2015/1203-2016/510 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin müşterisi olduğunu, davalının hesabına yatırdığı para ile ... piyasasından, davalı tarafından sağlanan ... adlı program sayesinde bir kısım işlemler gerçekleştirdiğini, 17/09/2014 tarihinde grafikli pencereden 10 lot işlem miktarı yazarak satış yönünde Dolar/TL paritesinde işlem yaptığını, yaklaşık 620 Dolar civarında bir kar anında programı kapatmak istediğini ancak, pozisyonun kapanmadığını, tekrar denediğinde yine aynı şekilde kapatamadığını, parite fiyatında meydana gelen dalgalanmada zarara geçtiğini ve tekrar düzelir düşüncesiyle pozisyonu kapatmadığını neticede maksimum kayıp sınırı olan % 80 sınırına gelerek otomatik olarak pozisyonun kapandığını, davalı şirketin programdaki aksaklık-kusur nedeniyle 8.620 USD kaybettiğini, davalı şirket yetkililerinin kusurun kendilerinden kaynaklanmadığını, kurdaki dalgalanma derecesinin çok yüksek olduğunu belirttiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yaklaşık 9.200 USD zarara karşılık şimdilik 1.500 USD maddi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının uğradığını iddia ettiği zarardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu olayda, davalının, ... işlemi olarak bilinen ve yatırım hesabı olan işleme aracılık ettiği, davacı ile aralarında kaldıraçlı alım satım işlemleri çerçeve sözleşmesi/yabancı borsalarda yatırım araçları alım-satım işlemlerine aracılık çerçeve sözleşmesi ve eklerini imzaladıkları, söz konusu sözleşmeler gereğince davacının yatırım yapmak amacıyla işlemlerini yaptığı ve uyuşmazlığın da bundan kaynaklandığı, davalının yatırım kuruluşu, davacının da yatırım yapmak için davalı ile sözleşme imzalayan ve sözleşme gereğince yatırım hesabından işlemler yapan konumunda bulunduğu, buna göre, tarafların tüketici ve işlemin niteliğine göre de ortada bir tüketici işleminin bulunmadığı ve davanın 6502 sayılı Kanun'un emredici nitelikteki özel hükümleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı tarafça, ... işlemlerine aracılık hizmeti veren davalının kusuru nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasına dayalı maddi tazminat istemi ile açılan işbu davada, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak; taraflar arasında, '... Alım-Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi'', ''Yabancı Borsalarda Yatırım Araçları Alım-Satım İşlemlerine Aracılık Çerçeve Sözleşmesi'' akdedilmiş olup, dava tarihi olan 09/10/2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise, tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun'un 73/1 madde ve fıkrasında da, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan ve 6502 sayılı Yasa'nın 3/1-k maddesi uyarınca bankacılık sözleşmesi niteliğindeki işbu sözleşmelerden kaynaklanan işlemlerin de tüketici işlemi ve anılan sözleşmelerle ilgili uyuşmazlıkların çözüm yerinin tüketici mahkemeleri olduğu nazara alınarak, işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.