Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8217 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15421 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : DENİZLİ 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2013/58-2013/4Taraflar arasında görülen davada Denizli 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16.07.2013 tarih ve 2013/58-2013/4 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve asli müdahiller vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimitarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin 159029 sicil no ile Denizli Ticaret Sicili'ne kayıtlı Denizli Elektrik Üretim A.Ş'nin 2 bin adet senede bağlı olmayan çıplak paya bölünmüş 5 milyon TL sermayesinin %50'sini temsil eden hisselerinin şirket ortaklarından devralarak şirkete iştirak ettiklerini, bundan önce davalı şirketin bir aile şirketi olduğunu, müvekkillerine yapılan hisse devirleri öncesinde ortaklık görüşmelerinin şirket yöneticisi A. R. E. ile M.. M.. arasında yapılıp ortaklığa ilişkin şartların 01/04/2011 tarihli ortaklık sözleşmesi ile belirlendiğini, taraflar arasında varılan mutabakat doğrultusunda müvekkilleri tarafından şirketin yüzde 50 hissesine karşılık gelen 2.700,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödemeye karşılık müvekkillerinin öncelikle A. . E. ile H. E.'den bir kısım hisseleri devir aldıklarını, bilahare 01/04/2011 tarihinde gerçekleşen olağanüstü genel kurul toplantısı esnasında da Şeref Avcı'nın hisseleri de alınarak bu hususun genel kurul tutanağına geçirildiği ve o tarih itibariyle müvekkillerinden M.. M..'nun 820, D.. M..'nun ise 180 paya sahip olduğunu, ne var ki şirket yönetim kurulu başkanı olan A. R. E. ile müvekkilleri arasında anlaşmazlık çıkması üzerine müvekkillerinin sahip olduğu hisse devirlerinin şirket pay defterine kayıt edilmediğini, çekilen ihtarların da sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, müvekkillerine yapılan hisse devirlerinin şirket pay defterine kayıt edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin E. E.Üretimi ve Oto Prodüktör Sanayi Ticaret Ltd. Şti. olarak faaliyet göstermekte iken nev'i değiştirmek suretiyle D.Enerji Üretimi ve O. Prodüktör Grubu San. Tic. A.Ş. olarak tescil ve ilan edildiğini, nitekim 14/05/2005 tarihinde yapılan olağan genel kurulda da şirketin unvanının Denizli Elektrik Üretimi A.Ş. olarak değiştirildiğini, şirket yönetim kurulunca 03/07/2002 tarihinde 12 sayılı karar ile şirket nama yazılı hisse senetlerinin bastırılıp dağıtılmasına, hisse senetleri bastırılıp dağıtılıncaya kadar geçerli olmak üzere nama yazılı muvakkat ilmuhaber çıkartılmasına karar verildiğini, o tarihte 2 bin adet hisse bulunduğunu ve hisse devirlerinin muvakkat ilmuhaberlerle şirketin pay defteri kayıtları ile gerçekleştirildiğini, TTK 416. maddesine göre nama yazılı hisse senetlerinin esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabileceği, devrin ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olacağı hususunun belirlendiğini, davacıların şirket yönetim kurulu tarafından nama yazılı hisse senetleri yerine geçmek üzere geçici ilmuhaber basılması kararını görmezlikten gelerek hisselerin senede bağlanmamış gibi davranıp talepte bulunduklarını, kaldı ki davacıların şirkete ait hisseleri 01/04/2011 tarihli A.. R. E. ile M.. M..'nun imzalarını içerir adi yazılı şekilde yapılmış ortaklık sözleşmesi başlıklı belge ile devraldıklarını, söz konusu belgenin hisse devrini sağlayan belge olmadığını, zira geçici ilmühaberler çıkarıldığı için devrin bu şekilde yapılamayacağını, ayrıca söz konusu ortaklık sözleşmesi belgenin noter tasdiki taşımadığı için geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Asli müdahiller vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortakları olduğunu, davacıların usulüne uygun şekilde şirket hissesi devralmadıklarını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 01/04/2011 tarihinde yapılan genel kurul sonucu belirlenen yönetim kurulu toplantısında alınan karar ile yönetim kurulu üyeleri dışında devreden ve devir alan ortakların da imzaladığı belgede bir kısım üyelerin hisselerinin davacılara devredildiği, bu hususun karara bağlandığı, davacıların genel kurula ortak olarak katıldıkları, yine davacı M.. M..'nun yönetim kuruluna seçilmiş olduğu, davalı şirket hisselerinin bilirkişi kurulu tarafından yapılan tespit sonucu senede bağlanmamış olması nedeniyle biçim şartı aranmaksızın alacağın temliki hükümleri gereğince davacı M.. M..'nun 820 hisse, diğer davacı D.. M..'nun 180 hisse karşılığı şirket ortağı oldukları sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacılardan M.. M..'nun 820 pay, diğer davacı D.. M..'nun 180 pay olarak şirket pay defterine kayıtlarına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve asli müdahiller vekili temyiz etmiştir.1- Dava, davalı anonim şirket hisselerinin bir kısmının, davacılar tarafından dava dışı ortaklardan devralındığı ancak bu hususun şirket pay defterine kaydedilmediği iddiası ile hisse devri işleminin davalı şirket pay defterine kaydına karar verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda değinilen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak dosya kapsamı itibari ile hisseleri devraldıkları iddia eden davacılar ile hisse devri yaptığı iddia edilen dava dışı şirket ortakları arasında söz konusu devir işlemi nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu, esasen temel uyuşmazlığın yapılan hisse devri işleminin geçerli olup olmadığı noktasında toplandığı, bu hali ile devir işlemi yaptığı iddia edilen kişilerin, verilecek olumlu ya da olumsuz karardan doğrudan doğruya etkilenecek konumda bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda eldeki davanın hisse devri yapan şirket ortakları huzuruyla görülmesi gerektiğinden, mahkemece davacı tarafa hisse devri yapan kişiler hakkında dava açması amacıyla süre verilmesi, dava açılması halinde her iki dava dosyasının birleştirilmesi gerekirken, davanın salt davalı şirket huzuruyla görülüp sonuçlandırılması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekili ve asli müdahiller vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekili ve asli müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.