Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8211 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5547 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SANDIKLI SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2013NUMARASI : 2013/12-2013/11 D. İŞSandıklı Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.07.2013 tarih ve 2013/12-2013/11 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden borçlu temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati hacze itiraz eden şirket temsilcisi, alacaklı tarafın talebi üzerine temsilcisi olduğu şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararına konu bononun teminat senedi mahiyetinde olduğunu, yapılan icra takibine itiraz ettiklerini, şirketin mal kaçırma gibi bir durumunun bulunmadığını, alacaklıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını, ihtiyati haciz kararı ile birlikte alınan teminatın toplam alacağın %20sinden az olmaması gerekirken, mahkemece %5 olarak belirlendiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir.İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili itirazın reddini savunmuştur.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, borçlunun kambiyo senedi ile borçlandığı para borcu için herhangi bir rehin göstermediği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, teminat miktarına itiraz edildiği görülse de teminat miktarının mahkemenin takdirinde olduğu ve bu hususta mevzuatta herhangi bir bağlayıcı hükmün bulunmadığı, ihtiyati haciz kararına konu bononun ödendiğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.Kararı, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu temsilcisi temyiz etmiştir.1-İstem, kambiyo senedine dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak, ihtiyati haciz İcra İflas Kanunu'nda düzenlenmiş olup, görev yönünden açık bir düzenleme bulunmayıp, sadece İİK'nın 258. maddesinde genel olarak mahkemeden söz edildiğinden ihtiyati haciz istemlerinde görevli mahkemenin belirlenmesinde HMK'nın göreve ilişkin kurallarına göre sonuca varılacaktır. Talep tarihi itibari ile HMK'nın 4. maddesindeki istisnalar dışında alacağın miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. Yine, somut olayda, talep kambiyo senedine dayanmakta olup, niteliği itibariyle TTK'nın 4. maddesine göre mutlak ticari davalardandır. Asıl görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerler bakımından ise asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilmesi gerektiği açıktır. Bu durumda, mahkemece, ihtiyati haciz talebinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, görevsiz mahkemece esasa girilerek karar verilmiş olması doğru olmadığından, ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre ihtiyati hacze itiraz eden temsilcisinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle ihtiyati hacze itiraz eden temsilcisinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.