MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2013 tarih ve 2012/509-2013/466 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin ... Sigorta Poliçesi ile sigortalı ... Ticaret Sanayi Limited Şirketi adına sigortalı bulunan ...nın, 17/09/2011 tarihinde davalı ... adına kayıtlı 65 DK 430 plakalı araç ile gerçekleştirilen nakliye sırasında zarar gördüğünü, müvekkilinin sigortalısı ile davalıların, Manisa’dan alınan zeytinlerin ..., ... ve ...’a sevk edilmesi konusunda anlaştıklarını, 15/09/2011 tarihinde ...dan 65 DK 430 plakalı araca yüklenen ...nın davalı ... Keleşin sevk ve idaresindeyken ...'a 32 km kala aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle devrildiğini, kaza sonucu yapılan expertiz sonucunda 55.723,00 TL zarar tespit edildiğini, sigortalıya zararın ödendiğini, belirtilen zararın davalıların kusurundan meydana geldiğini beyanla 55.723,00 TL tazminatın rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, alıcının kazadan sonra ...yı teslim alırken zarar bildirmediğini, iddia edildiği kadar malın ziyan olmadığını, kaza sonrası tutulan tutanakta imzalarının olmadığını belirtmişler, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre, Sigorta Genel Şartlarının B. 4. maddesinin 1. fıkrasında trafik kazasının meydana gelmesinde işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır bir kusuru yoksa % 100 kusurlu olsalar bile sigortacının rücu hakkının olmayacağı, her türlü ihlal halinde sürücünün kasta yakın bir kusuru olduğu hususu söz konusu olmadığından asli kusur hallerinin hepsinin ağır kusur olarak nitelendirilmesinin söz konusu olmayacağı, asli kusurun teminat dışı olduğu hususunda Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında bir düzenlemenin olmadığı, maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında kazaya karışan tarafların tamamı tarafından imzalanmayan tutanakların geçerli kabul edilmeyeceği, her ne kadar meydana gelen kazada araç sürücüsü ...'in %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş ise de, davacı tarafından oluşturulan hasar dosyasında hukuken geçerli bir hasar tespit tutanağının oluşturulmadığı, davalıların düzenlenen tutanakta imzalarının bulunmaması nedeniyle davacı şirketin meydana gelen zarara ilişkin yapmış olduğu ödemeyi davalılardan talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, nakliyat ... sigorta poliçesinden kaynaklı alacağın rücuan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. ... nakliye sigortası, mal veya yüklerin herhangi bir vasıta ile bir yerden diğer bir yere taşınması esnasında uğrayabileceği zararları temin eden bir sigorta türü olmakla, mal sahibinin rizikolarını teminat altına almaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dışı sigortalının mallarını ... nakliye sigorta poliçesi ile sigortalamış olup, taşımayı gerçekleştiren davalıların sorumluluğunun Türk Ticaret Kanunu’nun taşıma kuralları gereğince tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken dava konusu olayda uygulama yeri olmayan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları hükümlerinin dikkate alınarak karar verilmiş olması doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.