Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8158 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7322 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/02/2015 tarih ve 2014/718-2015/65 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili tarafından sigortalanarak davalıların sürücüsü ve maliki olduğu araca yüklenen enjeksiyon makinesinin ...'dan Türkiye'ye getirilirken meydana gelen kaza neticesinde kullanılmayacak şekilde hasara uğradığını, müvekkilince sigortalısına sigorta bedeli olarak 24/01/2005 tarihinde 472.251,00 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek 472.251 TL tazminatın şimdilik 30.000 TL'sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili; kazada müvekkilinin hiç bir kusuru olmadığını, davacı tarafın sigortaladığı emtianın ilgililerince kamyona yüklendiğini ve kapağın mühürlendiğini, ancak yeterli, sabitleme yapılmadığını makinenin araç kasasından kayması neticesinde kaza oluştuğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı ... Uluslararası Taşımacılık ve Tic. Ltd. Şti. vekili; makinenin kamyon kasasına yüklenmesinin ve istifinin satıcı veya gönderici tarafça üstlenildiğini, kusurun ancak ilgili tarafa yüklenebileceğini, makinenin tamamen hasarlı olmadığını, alıcı tarafından tamir edilerek fabrikaya monte edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların sigorta poliçesi kapsamındaki malın naklini sağlayan aracın maliki ve sürücüsü oldukları, makinanın nakil aracı olan tıra gönderen tarafından yerleştirildiği ancak tırın tabanına sabitlenmediği, kazanın da tır içindeki malın sağ tarafa kayması sonucu aracın devrilerek oluştuğu ve bunun da yükleme hatasından kaynaklandığı, makinenin tıra yüklenmesi, istifi ve bağlanması hususlarının tamamen malı gönderene ait olduğu, olayda taşıyıcı ve sürücünün kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigortacı, davadışı sigortalısına ait makinenin davalılar tarafından taşınırken zarar gördüğünü, makinenin kullanılamaz duruma geldiğini ve 472.251,00TL olan makine bedelini sigortalısına ödeyerek haklarına halef olduğunu iddia etmektedir. Ancak yargılama sırasında davalılar makinenin tam hasarlı olmadığını, tamir ettirilip kullanıldığını tespit ettiklerini ileri sürmüş, bunun üzerine davacı ... 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/506 esas sayılı dosyasında sigortalısı aleyhine dava açarak gerçek zarar tutarını aşan ödemenin istirdatını talep etmiştir. İşbu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre, makinede oluşan zarar, tamir masrafları ve değer kaybı olmak üzere 36.464,40TL olarak tespit edilmiş ve yargılama sonunda gerçek zararı aşan 375.752,55TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar temerrüt başlangıç tarihi yönünden Dairemizce bozulmuş, diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Bu durumda davalıların yurtdışından Türkiye'ye taşıma işini üstlendikleri makinede oluşan hasarın kısmi hasar olduğu, tamir edilip kullanılmaya devam edildiği sabit olduğuna göre; davacı, taşımayı gerçekleştiren davalılara ancak gerçek zarar üzerinden kusurları oranında rücu edebilecektir. Her nekadar mahkemece hasarın makinenin tırın tabanına sabitlenmeden taşınması nedeniyle devrilmesi sonucu meydana geldiği, yükleme, istif ve bağlanmasının gönderene ait olduğu gerekçesiyle davalılara kusur izafe edilmemiş ve davanın reddine karar verilmiş ise de; Dairemizin yerleşik kararlarında da ifade edildiği üzere; her nekadar yükleme ve istif gönderene ait olsa da, yükün sağlıklı taşınabilmesi ve hasara uğramaması için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi basiretli bir tacir gibi gözetmesi, hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerekir. Yüke nezaret etme yükümlülüğünü yerine getirmeyen taşıyıcı, en azından müterafik kusurlu kabul edilmelidir. Taşıyıcının, genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli olmayıp, ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda da kusurlu olmadığını kanıtlaması gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, davalıların yüke nezaret yükümlülüklerini ihlal ettiği ve müterafık kusurlu oldukları gözetilerek davalıların sorumluluklarının bu kapsamda değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.