Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8129 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6212 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/02/2016 tarih ve 2015/427-2016/168 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu ... Ltd. Şti.'nin sermaye arttırımı yapmaması nedeniyle TTK Geçici 7. maddesi gereğince 07/07/2014 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, sermaye artırımına karar verildiğini, arttırılan sermayenin 1/4'ünün bankaya bloke edildiğini, ancak ihmal nedeniyle tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek, ... Ltd. Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yapılan işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığını, gerekli ihtarat içerikli tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirildiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihyası istenen şirketin TTK geçici 7/1-a maddesi uyarınca sermaye arttırımını yapmamış olması gerekçesiyle yasada belirtilen ihtarın davalı ... tarafından şirkete gönderilen ihtarnamenin adreste tanınmadığından bahisle 03/04/2014 tarihinde iade olduğu, ihtarın 31/03/2014 tarihli gazetede yayınlandığı, ... Tic. Ltd. Şti.'nin tarafından belirtilen sürede sermaye arttırımı yapılmadığı şirketin terkin sonrası 27/11/2014 tarihinde sermaye arttırımı konusunda karar aldığı somut olayda yasanın istediği anlamda haklı sebep veya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce yapılmış usulsüz bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, TTK'nın Geçici 7. maddesi çerçevesinde sicilden terkin edilen limited şirket ortağı tarafından açılan ve ortağı olduğu şirketin anılan yasa maddesi kapsamında bulunmamasına karşın sicilden terkin edildiği iddiasıyla şirketin ihyası talebinden ibarettir. Mahkemece, terkin işleminde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 11.09.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın Geçici 10. maddesi "14/2/2014 tarihine kadar Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre yapılması gereken sermaye artırımlarını herhangi bir nedenle yapmamış olan şirketler hakkında asgari sermaye şartını bu maddenin yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde yapmaları halinde fesih işlemi uygulanmaz. Sermaye artırımında bulunmaması nedeniyle ticaret sicili kaydı silinenlerin de bu süre içinde sermaye artırımı için başvurmaları halinde kayıtları resen yeniden oluşturulur." hükmünü haiz olup davacı vekilinin gerek yargılama sırasındaki yazılı beyanlarında ve gerekse de temyiz dilekçesinde, terkin tarihinden sonra ortağı bulunduğu şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Geçici 10. maddesi çerçevesinde sermaye artırımına gittiğini ve keyfiyeti Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirdiklerini de ileri sürmüş olması nedeniyle dava ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yasa hükmüne dayalı işbu iddia konusunda mahkemece herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteminin kabulüyle yerel mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.