MAHKEMESİ : KAYSERİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2010/1081-2012/572Taraflar arasında görülen davada Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/10/2012 tarih ve 2010/1081-2012/572 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29.04.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. T.. T.. ile davalı vekili Av. A.. Ö..n dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından makine kırılması sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan iş makinesinin davalıya ait istinat duvarının bulunduğu alanda çalışma yaparken duvarın sağlam yapılmaması sonucu yıkılarak iş makinesinin hasarlanmasına neden olduğunu, hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini, hasardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 54.950 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, kepçe operatörünün istinat duvarının altındaki toprağı kazması sonucu altı boşalan duvarın yıkıldığını, kusurun davacının sigortalısında olduğunu, duvarın altındaki toprağın boşaltılmamış olması halinde duvarın yıkılmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının bilim ve fen kurallarına uygun olmayacak şekilde inşa ettiği istinat duvarının komşu parseldeki çalışma sırasında yıkıldığı ve davacıya sigortalı iş makinesinin hasarlanmasına neden olduğu, davalının meydana gelen hasardan dolayı tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne 54.904,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, makine kırılması sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı tarafından makine kırılması sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan iş makinesinin davalıya ait bahçe istinat duvarının alt tarafındaki toprağı kaldırması sonucu duvarın iş makinesi üzerine yıkılarak hasar oluştuğu noktasında taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. İhtilaf, oluşan hasardan dolayı davalının sorumlu olup olmadığı ve var ise davacının sigortalısının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, iki ayrı bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve keşif esnasında olayın olduğu tarihteki duruma ilişkin hiçbir iz kalmaması nedeniyle dosya içindeki olay tarihinde çekilen fotoğraflar üzerinde inceleme yapılarak davalıya ait istinat duvarının hatalı yapıldığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davalı tarafından davanın tüm aşamalarında ve bilirkişi raporlarına karşı itirazlarında, davacının sigortalısı tarafından hiçbir önlem alınmadan davaya konu istinat duvarının altındaki iki bahçe duvarı arasında bulunan 1,5 metre kot farklı ve 1 metre genişliğindeki dolgu toprağın alındığı, bu sırada davaya konu istinat duvarının temelinin altına da girildiği, bu nedenle duvarın desteksiz kalması nedeniyle çöktüğü, dolayısı ile kusurun tamamen davacının sigortalısında olduğu belirtilmiş olup, mahkemece, davalının itirazlarını giderici aynı heyetten ek rapor veya farklı bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınmamıştır. Bu durumda, mahkemece, davalı tarafın bilirkişi raporlarına yaptığı esaslı itirazların tam olarak giderilmesi açısından davalıya ait istinat duvarının altında bulunan dolgu toprağın alınmamış olması halinde anılan duvarın çöküp çökmeyeceği, dolgu toprağın alınmak zorunda kalınması halinde ne gibi tedbirler alınabileceği, dolayısı ile oluşan zarardan davalının kusurunun, bununla birlikte davacının sigortalısının da müterafik kusurunun bulup bulunmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporlarına yapılan itirazlar giderilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.