MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/07/2012NUMARASI : 2011/615-2012/616Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06.07.2012 tarih ve 2011/615-2012/616 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29.04.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. E. G. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin vinç ve iş makineleri tamir ve bakım işi ile iştigal ettiğini, davalı şirketin müvekkilinin müşterilerine müvekkilini küçük düşürücü, ticari itibarını zedeleyici, gerçeğe aykırı, yanıltıcı ve hukuka aykırı beyanlar içeren fakslar göndererek haksız rekabette bulunduğunu ileri sürerek, davalının haksız rekabetinin tesbit ve men'i ile 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin de katıldığı dava dışı şirketlere ait ihalenin davacı tarafından alındığını, ancak bu şirketlerin ihale şartnamesinde belirlenen niteliklere davacının sahip olmadığını, davacının ihaleye konu malzemelerin satış yetkilisi olmadığını, ihaleyi yapan yetkililerin ilgili yönetmeliklere aykırı davranmamaları, ihale şartlarına uymaları ve daha titiz davranmaları konusunda uyarmak için söz konusu faksların gönderildiğini, davacının her hangi bir zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacının ihalesini aldığı dava dışı şirketlere gönderilen fakslarda davacıyı küçük düşürücü, rencide edici, kendi firması ile arasındaki farkları belirten ibarelerin bilgilendirmenin ötesine geçecek şekilde haksız rekabet yarattığı, davacının ticari itibarını zedeleyecek, müşteri kaybetme korkusu yaşatacak şekilde olduğu, bu eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, haksız rekabetin tesbit ve men'i ile manevi tazminat ve hükmün ilanı istemlerine ilişkin olup, mahkemece, davacının bakımını üstlendiği vinçlere ilişkin iki ayrı kuruluşa davalı tarafından gönderilen faks metinlerinde yer alan yazıların davacıyı küçük düşürücü ve ticari itibarını zedeleyici olduğu gerekçesiyle 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.Ancak, 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda etraflıca açıklandığı üzere, manevi tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı, kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, hak ve adalete uygun davranmalı, hukuk biliminden yararlanmalı, toplumun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Takdir edilecek tutar, bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise, zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Bu itibarla, tarafların konumu, davalı tarafından yazılan yazıların içeriği ve davacının bakım ihalesini aldığı iki ayrı kuruluştan talep ettiği bakım bedeli gözönüne alındığında hükmedilen manevi tazminat fahiş olup, daha makul miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.3-Davacı tarafından manevi tazminat istemi ile birlikte davalının eyleminin haksız rekabet olduğunun tesbiti ile men'i ve hükmün ilanı talep edilmiş olduğu halde, mahkemece, davacının manevi tazminat istemi hakkında karar verildiği halde diğer istemleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.4-Bununla birlikte, mahkemece, hükmedilen tazminata yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ise de, davalı tacir olup haksız eylemi de ticari iş niteliğinde olması nedeniyle talep gibi ticari işlerde geçerli olan avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.