MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/08/2015 tarih ve 2015/632-2015/632 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkilinin ... San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ... Bankası'ndan kullandığı kredilere, borçluların murisi ... ile birlikte müteselsil kefil olduğunu, ...'ın 07/03/2009 tarihinde vefat ettiğini, geriye karşı tarafı mirasçı olarak bıraktığını, banka ile imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca .... Tek. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ye kullandırılan krediler nedeniyle müvekkilinin müteselsil kefil sıfatıyla bankaya toplam 1.901.167,00 TL ödeme yaptığını ve bu itibarla, sözleşmelerde üç adet müteselsil kefil bulunduğundan müvekkilinin her bir kefil için 1/3 nispetinde TBK'nın 587 ve 596. m. uyarınca rücu hakkının bulunduğununu, borçlulara gönderilen noter ihtarına rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek, alacağı teminen borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep etmiştir. Mahkemece iddia ve dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde,...Ltd. Şti.'nin kullandığı kredilere ihtiyati haciz talep eden ile ....ve borçluların murisi ...'ın müteselsil kefil olduğu, ilk kredinin 11/01/2007 tarihinde kullanıldığı, toplam 11 ayrı kredi kullanımının gerçekleştirildiği, borçluların murisi ...'ın ölüm tarihi olan 07/03/2009 tarihine kadar 11/01/2007 tarihinde 1.949.275,00 Euro, 29/04/2008 tarihinde ise, 584.000,00 Euro kredi kullanıldığı, 11/01/2007 tarihinde kullanılan kredinin ana para ve faizinin 11/01/2012 tarihinde kredi kullanan ... Ltd. Şti. tarafından kapatıldığı, geriye kalan 10 ayrı tarihte kullanılan kredilerin tamamının 02/04/2013 tarihinde yapılandırıldıktan sonra ihtiyati haciz talep eden tarafından 08/07/2013 tarihinde, 779.660,00 TL ve 22/06/2015 tarihinde, 370.000,00 Euro ödemeler yapıldığı, borçluların murisi ...'ın 07/03/2009 tarihinde vefatı ile birlikte kefalet sözleşmesinin sona erdiği, 07/03/2009 tarihine kadar ... Ltd. Şti.'nin 11/01/2007 ve 24/09/2008 tarihinde iki kez kredi kullandığı, 11/01/2007 tarihli kredinin tamamının kredi kullanan şirket tarafından 11/01/2012 tarihinde kapatıldığı, ... mirasçılarının sorumluluğunun sadece 24/09/2008 tarihli krediye ilişkin olduğu oysa, bankanın 20/08/2015 tarihli yazısında 10 farklı tarihte kullandırılan kredilerin tamamının 02/04/2013 tarihinde yapılandırıldığı ve bu yapılandırmadan sonra alacaklının ödeme yaptığının belirtildiği, bu itibarla, ... mirasçılarının sorumlu olduğu miktarın belirlenebilmesi ancak yargılamayı gerektirdiğinden İİK'nın 257 maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.Kararı, ihtiyati haciz talep eden vekili temyiz etmiştir. Talep, asıl borçlu ile alacaklı arasında akdedilen kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefili olarak ödeme yapıldığı iddiası ile, sözleşmenin diğer kefiline hissesi nispetinde rücu alacağına dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Ancak, İİK'nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı Yasa'nın 258. maddesi uyarınca alacaklının, alacağın varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemede olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterli olup, buradaki ispat asıl davadaki gibi tam bir ispat değil yaklaşık ispattır. Ayrıca, 6098 sayılı TBK'nın 596/1 madde ve fıkrası uyarınca; Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir. TBK'nın 587/ 4 maddesinde ise; Birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olanlardan her birinin, kefalet borcunun tamamından sorumlu olacağı ancak, borcu ödeyen kefilin aksine anlaşma olmadıkça, diğerlerine toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefili olan karşı tarafın murisinin ölümünden önceki borç nedeniyle, borcu ödeyen sözleşmenin diğer müteselsil kefili olan talep edenin, toplam kefalet miktarındaki payı olan 1/3 nispetinde alacağa dayalı olarak yapmış olduğu ihtiyati haciz istemi değerlendirilerek, bu kısım üzerinden kabul kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati haciz talep eden yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.