Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 800 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14817 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/11/2013 tarih ve 2012/59-2013/401 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı şirkete....'da faaliyet gösteren dava dışı.....) firmasına gönderilmek üzere toplam 96.227 kg. kağıt teslim edildiğini, emtianın teslim edileceği dava dışı firma ile müvekkili arasında çıkan ihtilaf nedeniyle açılan davada, dava dışı firmanın kendisine teslim edilmesi gereken kağıtların teslim edilmediği iddiasıyla karşı dava açtığını, yapılan yargılama sonucunda karşı davanın reddine karar verildiğini ancak, kararın temyizi üzerine bozulduğunu ve bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda teslim edildiği iddia edilen kağıtların teslim edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın onanarak kesinleştiğini, kesinleşen işbu mahkeme kararı gereğince nakliye için teslim edilen emtianın gönderilene teslim edilmediğini, teslim edilmeyen emtianın nerede olduğunun belli olmadığını, olayın davalının kasıtlı ya da ağır kusurlu davranışından meydana geldiğini, davalının bu eylemi ile müvekkilinin zarar gördüğünü ileri sürerek, nakliye için davalıya teslim edilen kağıdın nakliye tarihleri itibariyle parasal tutarı olan 67.358,89 TL'nin nakliye fatura tarihlerinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle usulden ve davacının talebinin hiçbir hukuksal dayanağı olmayan haksız bir talep olduğunu, davacının malın yerine ulaştığını teyit ettikten sonra müvekkiline nakliye ücretini ödediğini, nakliye sözleşmesi ve teamüle göre nakliye ücretinin mal teslim edildikten sonra ödeneceğini, mal teslim edilmese davacının nakliye ücretini ödemeyeceğini savunarak, davanın esastan da reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya taşınmak üzere emtianın teslim edilmiş olduğunun kesinleşen dosya kapsamı ile sabit olup, davalının emtiayı teslim ettiğini ispatlama yükümlülüğü altında olduğu, hangi emtianın kimin tarafından teslim edilmediği belli olmamakla birlikte davalının kendisine taşınması için teslim edilen malları teslim etmediği iddiası karşısında aksini taşıyanın kanıtlaması gerektiği ancak, dosya kapsamı itibariyle taşınan malların teslim edildiğine dair herhangi bir belge sunulmadığı gibi.....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/100 E-218 K sayılı ilamı ile teslim edilmediğinin anlaşıldığı, davalının teslim aldığı kağıtları dava dışı gönderilene teslim etmediği kabul edilerek davacının alacağının 67.358,89 TL olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 67.358,89 TL'nin 11.365,20 TL'sinin 31.10.2002 11.167,10 TL'sinin 08.11.2002, 11.357,50 TL'sinin 11.11.2002, 11.122,30 TL'sinin 27.11.2002, 11.162,20 TL'sinin 12.12.2002, 11.184,60 TL'sinin 17.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, nakliyesi yapılmak üzere davalıya teslim edilen emtiaların zayi edildiği iddiasına dayalı emtia bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıdaki özetten de anlaşılacağı üzere davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı tarafça yasal süresi içerisinde yetki itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunulmasına rağmen, mahkemece davalı tarafın savunmasında ileri sürdüğü işbu itiraz ve def'i hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.