Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 797 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 10719 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasında görülen davada (Beyoğlu Asliye İkinci Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 11.05.2005 tarih ve 2004/132-2005/175 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin yangın rizikosunu da kapsayan sigorta poliçesi ile verdiği teminatın, rizikonun gerçekleşmesine rağmen, hasarın ihbarından itibaren 82 gün gecikme ile tazmin ettiğini, gecikmeye bağlı olarak kur farkından dolayı zarar oluştuğunu ve ayrıca faiz kayıpları bulunduğunu ileri sürerek, ıslah ile birlikte 20 milyon TL eksik ödenen tutar ve munzam zarar bakiyesi faiz alacağı olmak üzere toplam 42.758.081.520 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, eksper raporu ile saptanan 237.000 USD zararın 24.09.2003 tarihinde alınan ibraname ile davacıya ödendiğini, ibra nedeniyle başkaca bir alacak isteminde bulunulmayacağını, aynı tarihte davacının ihtarname keşide etmesinin ibrayı ortadan kaldırmayacağını, hasar ihbarı üzerine derhal ekspertiz çalışmalarına başlanıp rapor düzenlendikten sonra ödeme yapıldığından gecikmenin söz konusu olmadığını, zaten poliçe genel koşulları B.8.1. maddesi gereğince de kesinleşmiş tazminat miktarının en geç 30 gün içinde ödenmesi şartına uyulduğunu, bunun yanında B.7. maddesi gereğince de sigorta tazminatının ödenebilmesi için öncelikle Cumhuriyet Savcılığından sigortalının kendisi hakkında takipsizlik kararı verilmiş olması gerektiğini, tazminatın USD olarak ödenmiş olması nedeniyle kur farkı zararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, sigortalı işyerinde 03.07.2003 tarihinde rizikonun oluştuğu ve sigortacıya 04.07.2003 tarihinde ihbarda bulunulduğu, eksper raporunun 01.09.2003 tarihinde verildiği, raporda belirtilen 237.500 USD'nin 24.09.2003 tarihinde ödenerek davacıdan ibraname alındığı, ancak ibranamenin düzenlendiği gün keşide edilen ihtar ile fazla hak saklı tutulduğundan ibranın ancak ödenen tutar kadar borcu söndüreceği, poliçe genel koşulları B.8.8.1. maddesinde sigortacının kesinleşmiş tazminat miktarını en geç 1 ay içinde ödemesi gerektiğine ilişkin hükmü gereğince tazminat miktarının kesinleşmesinin eksper raporunun verildiği tarih olarak değil, normal şartlar altında ne kadar sürede verilebileceğinin her olayın şartları içinde değerlendirilmesi gerektiğinden makul süre tespitinde ayrık bilirkişi raporu görüşüne itibar edildiği ve temerrüt tarihinin 19.08.2003 olarak kabul edildiği, bu tarihten itibaren davacının isteyebileceği faiz miktarının 1.879.401.198 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve bu tutarın faizsiz olarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacının işyerinde oluşan yangın rizikosu sigorta şirketine 04.07.2003 tarihinde ihbar edilmiş, aynı gün sigorta eksperi riziko kap samındaki hasarın belirlenmesi çalışmalarına başlamış ve 01.09.2003 tarihli raporu ile nihai zararı belirlemiş, belirlenen tutar için 24.09.2003 tarihli ibraname alınmış, 25.09.2003 tarihinde zarar tutarı davacıya banka kanalıyla ödenmiştir. Davacı, ibranamenin imzalandığı tarihte belirlenen ve ödenmesi öngörülen tutarın gerçek zararı karşılamadığı iddiasıyla davalı şirkete ihtirazî kaydını bildiren ihtarnameyi keşide etmiştir. Bu zaman sürecini izleyen ödemenin, TTK ve poliçe genel koşullarında öngörülen ödeme yükümlülüğüne uygun olup olmadığı hususu davanın konusunu oluşturmaktadır. TTK'nın 1299. maddesi gereğince sigorta şirketinin teminatı ödeme yükümlülüğü, aynı Yasa'nın 1292. maddesi gereğince rizikonun ihbarı ile muaccel hale gelir ise de, yangın rizikosunun niteliği gereği sigorta şirketinin zararı tespit etmesi zararın boyutu itibarıyla zaman alacağından poliçe genel koşullarının B.8.1.8 maddesinde öngörülen 1 aylık ödeme süresinin başlangıcına zararın tespiti için öngörülen makul/normal sürenin bitiminin esas alınması zorunludur. Mahkemece de bu durum muhalif bilirkişi raporuna atıf yapılarak kabul edilmiş ise de, 1 aylık sürenin başlangıcına ilişkin makul/normal süre sonuna hangi tarihin esas alındığı ve hükmedilen tazminat miktarının nasıl hesaplandığı konusunda açıklık getirilmemiştir. O halde, yukarıda açıklanan ilkelere uygun, Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın taraflar yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.