MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2013/75-2013/82Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/10/2013 tarih ve 2013/75-2013/82 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı şirket İflas İdaresi Memurluğu vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı şirketin iflas idaresi memurları, davacının 14.11.2002 tarihinden geçerli olmak üzere iflasına karar verildiğini, delil tespiti dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda hakim ortak S.. E..'a 2002 yılında 561.341,11 TL ödeme yapıldığının belirtildiğini, bu şekilde şirketin zarara uğratıldığını, yönetim kurulu üyelerinin de görevlerinin gereğini yerine getirmediklerinden TTK'nın 309'uncu maddesi uyarınca sorumluluklarının bulunduğunu ileri sürerek 561.341,11 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, şirketin 14.11.2002 tarihinde iflas ettiği, tüm defterlerin karardan sonra iflas masasına sunulduğunu, daha geç bir tarihte işlemlerin öğrenildiğinin ileri sürülemeyeceği, bu sebeple TTK'nın 309'uncu maddesi uyarınca 2 yıllık süresinde açılmayan davanın zamanaşımına uğradığını, ortada delil niteliğini haiz bir bilirkişi raporunun bulunmadığını, müvekkili S.. E..'ın şirketten sebepsiz bir ödeme almadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hakim ortak S.. E..'ın 2001 yılı itibariyle şirketten 511.341,11 TL alacaklı olduğu, 2002 yılı itibariyle S.. E..'a 561.341,11 TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin 511.341,11 TL'lik kısmının şirketin borcuna karşılık geldiği, 50.000,00 TL fazla ödeme tutarında S.. E..'ın şirkete borçlandığı, şirketin borcunu ortağına ödemesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, şirketin 43.766.325 TL tutarında borca batık olduğu, ortağa yapılan ödemenin bu miktara göre çok küçük bir oranda kaldığı, dolayısıyla şirketin borca batık hale gelmesinin davalı ortağa yapılan borç ödemesinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı şirket iflas idaresi memurluğu vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, yönetim kurulu üyelerine karşı açılan sorumluluk davasıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 341'inci maddesi hükmüne göre, sorumluk davasının açılabilmesi için genel kurulca bu yönde karar alınması gerekmektedir. Şirketin iflasına karar verilmesi iflasa ilişkin hususlarda şirket genel kurulunun görevlerini ortadan kaldırmaz. Genel kurul, iflas eden şirketin organı olarak iflasa ilişkin işlemlerde de görevine devam eder. Bu durumda mahkemece, HMK’nın 54'üncü maddesi uyarınca, bu davanın açılmasına izin veya icazet verilmesi hakkında genel kurul kararının alınması amacıyla davacı vekiline önel verilmesi, usulü noksanlık bu şekilde yerine getirildikten ve dava koşulları oluşturulduktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu bozulması gerekmiştir. 2- Kabule göre de, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu iddiasıyla açılan işbu davada şirket hesabından hakim ortağa ödenen 561.341,11 TL'nin tahsili talep edilmiş ve mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda 511.341,11 TL'nin 2001 yılında hakim ortak S.. E..'ın şirketten alacağı olarak defterlere kaydedildiğinin belirtilmesi üzerine davalıların bu miktar yönünden sorumlu olmadığı görüşü benimsenmiş ise de mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli olmamıştır. Dava, yönetim kuruluna karşı sorumluluk davası olarak açıldığına göre, şirket defterlerine hakim ortak S.. E..'a borç olarak kaydedilen miktarın dayanağının araştırılması, temeline inilmesi ve yönetim kurulunun bu yönde defter kaydı bulunan işlemde haksız eylemi ve sorumluluğu bulunup bulunmadığı hususunun uzman bilirkişi raporuyla tespit edilmesi gerekir. Ayrıca, bilirkişi raporu ile defter kaydında şirketten alacağı görünen miktardan fazla olarak 50.000,00 TL'nin de S.. E..'a ödendiği ve bu miktar şirkete borçlandırıldığı tespit edilmiştir. Mahkemece, bu yönden de kayıtların doğruluğu ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun tartışılıp değerlendirilmemesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı şirket İflas İdaresi Memurluğuna iadesine, 28/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.