Taraflar arasında görülen davada İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 7.5.2002 tarih ve 2001/1261-2002/188 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı Kaan vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin senarist olup, "Nadya" isimli bir film öyküsü yazıp, televizyon filmi senaryosu haline getirip davalılardan Kaan'a verdiğini, 150.000.000.-TL avans alıp, 750.000.000.-TL. dan az olmamak üzere bir ücret daha ödeneceğinin şifahi olarak kararlaştırılmış olduğunu, davalının eserin ismini "Bir aşk hikayesi" olarak değiştirip, senaristini de davalı Çağan olarak belirtip filme çektiğini, çekilen filmin davalı M .......... Prodüksiyon yapımı olarak, davalı televizyon kanalında yayınlanmış olduğunu, hak ihlalinin öğrenilmesi üzerine ihtarname gönderildiğini, buna rağmen filmin tekrar yayınlanmış olduğunu, bu şekilde davalıların eyleminin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı olduğunu ileri sürerek, 2.250.000.000.-TL maddi ve 1.000.000.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı Kaan vekili, müvekkilinin film öyküsünü satın alıp, bedelini ödemiş olduğunu, yapılan değişiklikler için davacıdan izin alınmış olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı S.... vekili, filmin gösterime hazır bir şekilde davalı M ......... Prodüksiyon'dan satın alındığını, yapılan sözleşme uyarınca sorumluluğun yapımcı firmaya ait olduğunu savunmuştur. Davalı M.... Prodüksiyon vekili, filmi dava dışı O... Filmcilik'ten bütün hakları ile satın almış olduklarını, davanın alacak davası olup, kendileri ile ilgisinin bulunmadığını savunmuştur. Davalı Çağan vekili, müvekkilinin M .......... Prodüksiyonu'nun maaşlı çalışanı olduğunu, satın alınan hikaye üzerinde çalışma yaparak senaryolaştırdığını, sadece işini yapmış olduğunu savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davacının davaya konu film için davalı Kaan ile anlaşarak 150.000.000.-TL peşin aldığı, 750.000.000.-TL alacağı kaldığı, davalı Çağan'ın senaryoya kendi ismini koymuş olduğunun kanıtlanamadığı, M.... Prodüksiyon ve S....'in davacının eserinin isminin değiştirilmesinden dolayı sorumluluklarının bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın davalı Kaan yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ile davalılardan Kaan vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 52. maddesine göre, eser üzerindeki mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi bir muteberiyet şartı olup, davacı eser sahibi ile davalı Kaan arasında yazılı bir sözleşmenin yapılmamış olmasına, bu itibarla davalı Kaan'ın bahsi geçen esere ilişkin ve Kanun'un 21 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan mali hakları kullanma ve bunlardan istifadesinin mümkün bulunmamasına göre, davalı Kaan vekilinin temyiz itirazlarını reddi gerekmiştir. 2- Davacının temyiz itirazına gelince; davacı ile davalı Kaan arasında yukarıdaki bentte açıklandığı üzere mali hakların devri yönünde geçerli bir sözleşme bulunmadığından diğer davalıların, davacının eseri üzerinde işleme, film haline getirme ve bunu televizyonda gösterme şeklinde ayrı ayrı oluşan faaliyetlerinde FSEK.nun 54/f.1 maddesi hükmüne göre, hüsnüniyet sahibi olsalar bile himaye görmeleri mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla ve davacı bu davasında davalıların, mali haklarına tecavüzde bulundukları iddiasıyla FSEK.nun 68/f.1 maddesi hükmüne dayanarak tazminat talep ettiğine ve bu madde hükmünde mali haklara tecavüzde bulunanların tazminatla sorumlu tutulabilmeleri için kusur şart edilmemiş olduğundan, davalı Kaan dışındaki diğer davalıların da sorumlu tutulmaları gerekirken, mahkemece yazılı olduğu şekilde haklarındaki davanın reddi doğru görülmemiştir. Sonuç : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Kaan vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), aşağıda yazılı bakiye 170.540.000. lira temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Kaan'dan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.