Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7880 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3330 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/11/2014NUMARASI : 2011/194-2014/362Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/11/2014 tarih ve 2011/194-2014/362 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı D. A.Ş. vekili, davalı G.. Bankası A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin kereste ticareti yaptığını, dava dışı Ç. Mad. Yay. İnş. Tur. Org. San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti'nin müvekkilinden kereste satın aldığını, bunun karşılığında D. A.Ş. A. Şubesinin 10.8.2009 tarihli, 7523151 nolu, 25.868,00 TL, 25.8.2009 tarihli, 7523152 nolu 25.606,00 TL, G. Bankası S. Şubesi'nin 10.8.2009 tarihli, 8008027 nolu, 15.000,00 TL tutarlı üç adet çeki müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilince 36.790,00 TL tutarında malın çekler karşılığında bu şirkete teslim edildiğini, müvekkilinin daha sonrasında söz konusu çeklerin sahte evraklarla bankalardan alındığını, dava dışı şirketin yetkilisinin aslında ölü olduğunu, bu şahsın ölü olmasına karşın şirket hisselerini satın almış gibi gösterilerek şirket yetkilisi yapıldığını, bu şahıs adına imza sirküsü çıkartılarak başka şahıslara düzenleme şeklinde vekaletname verildiğini, bu vekaletnameler uyarınca hesapların açılıp müvekkiline verilen çeklerin alındığının öğrendiğini, bu konuda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2009/27925 soruşturma sayılı dosyasında tahkikatın yürütüldüğünü, davalılardan E.. V.. ve M.. B..'nun Noter olduklarını, söz konusu sahte evrakların tanzimi sırasında gerekli özeni göstermemeleri nedeniyle ölü Nihat Harmanlı adına hisse devri, imza sirküleri ve vekaletname düzenlendiğini, bu belgeler uyarınca davalı bankalardan çek karnelerinin alındığını, çek karnelerinin verilmesi ve belgelerin düzenlenmesinde gerekli özeni göstermeyen davalıların kusurları nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek 36.790,00 TL'nin davalı G. Bankasının sorumluluk tutarı 15.000,00 TL olmak kaydıyla çek tarihlerinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı D. A.Ş. vekili, müvekkilinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 3167 sayılı yasa uyarınca çek karnesi verilmesi ve çek hesabının açılmasına ilişkin gerekli tüm dikkat ve özeni gösterdiğini, davalının zararının ispatının gerektiğini, bunun için davacı tarafından borçlu aleyhine tüm kanuni yolların tüketilmesinin zorunlu olduğunu, davacının ticari ilişki içine girdiği şahıslar hakkında gerekli araştırmayı yapmayarak kendi kusuruyla zarara sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı M.. B.. vekili, müvekkilince dava dışı Ç. Madencilik Yay. İnş. Tur. Org. San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti'yi temsile yetkili olduğunu sunduğu belgelerle ispat eden N. H. isimli şahıs adına vekaletname tanzim edildiğini, bu işlem sırasında gerekli kontrollerin yapıldığını, dayanak imza sirkülerini düzenleyenlerden teyit alındığını, müvekkilinin olaya dair bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının bizzat kendisinin basiretli davranmayarak zarara sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı E.. V.. vekili, müvekkilince 31.3.2009 tarihli hisse devir sözleşmesi ve 6.4.2009 tarihli imza sirkülerinin düzenlendiğini, müvekkilinin Noterlik Kanunu uyarınca belgelerin tanzimi sırasında üzerine düşen tüm yasal yükümlülükleri yerine getirdiğini, olay tarihinde merkezi nüfus kayıt sistemine girme yetkisinin bulunmadığını, davalı bankaların çek hesabı açıp çek karnesi verme eylemlerinin olayla müvekkili arasındaki illiyet bağını kestiğini, davacının basiretli tacir gibi davranmayarak zarara bizzat sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı G. Bankası S.Şubesi vekili, ortada semeresiz kalmış bir icra takibinin bulunmadığını, davacının öncelikle zararının varlığını ispatlaması gerektiğini, dava konusu çeklerin verilmesinde müvekkiline atfı kabil bir kusurun bulunmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek zarara bizzat sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı bankaların çek karnesi almak üzere vekaletname veren kişinin hayatta olup olmadığını kolayca araştırıp öğrenebilecekken bunu çok sonrasında araştırdıkları, bu suretle Çek Kanunu uyarınca çek karnesi verilen kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların tespitine dair gerekli basiret ve özeni göstermedikleri, davalı noterlerin zarara sebebiyet veren kambiyo ilişkisinin doğrudan tarafı olmadıkları, bu nedenle bu kişilere husumet yöneltilemeyeceği, davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğu, ilk defa ticari ilişki içine girdiği şirket ve ortaklarına ilişkin gerekli araştırmayı yapmadığı, bu sebeple hakkaniyet gereği davacının olaya ilişkin kusurunun % 65, davalı bankaların kusurunun ise % 35 olarak taktir edildiği gerekçesiyle davalılardan D.A.Ş. ve G.Bankası A.Ş hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 12.876,00 TL'nin davalı G.Bankası açısından 5.250,00 TL ile sınırlı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, diğer davalılar hakkındaki davaların reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili, davalı D.A.Ş vekili, davalı G.Bankası A.Ş. vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, temyiz eden davacı vekili, davalı D. A.Ş. vekili ve davalı G. Bankası S.Şube Müd. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, davalı noterler tarafından sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak ölü şahıs adına limited şirket hisse devri sözleşmesi yapılması, bu devre binaen imza sirküleri çıkartılıp vekaletname düzenlenmesi, davalı muhatap bankaların çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmaması ve bu hesaptan keşide edilen çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle, çek hamilinin uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir. Noterlik Kanunu’nun 162. maddesi gereğince stajyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterler, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar. Bu madde uyarınca belirtilen sorumluluk, kusursuz sorumluluk olup sorumluluktan kurtulmak için kusursuzluğunun ispatı yerine, zarar ile uygun nedensellik bağının kesildiğinin kanıtlaması yani nedensellik bağının kesilebilecek türden zarar görenin veya üçüncü bir kişinin ağır kusurunun ya da zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunduğunun ispatı gerekmektedir. Somut olayda; Bakırköy 25. Noteri olan davalı E.. V.. tarafından dosya içerisinde yer alan nüfus kayıtlarından 28.9.2008 tarihinde öldüğü anlaşılan N.H.'nın kimlik bilgilerini içeren sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak dava dışı Ç. Mad. Yay. İnş. Tur. Org. San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti. ortaklarından Y. D. ait 4500 hissenin 31.3.2009 tarih 011050 sayılı limited şirket hisse devri sözleşmesi ile N.H.'ya satışının gerçekleştirildiği, yine aynı davalı tarafından N. H. adına 6.4.2009 tarihli imza sirkülerinin düzenlendiği, Beyoğlu 35. Noteri olan diğer davalı M.. B.. tarafından 8.4.2009 tarihli düzenleme şeklinde vekaletname ile N. H.tarafından, çek defterleri almayı ve bunları kullanmayı da kapsayacak biçimde Ö. A. adlı şahsa vekaletname verilmesine aracılık edildiği, davalı bankalar tarafından da bu belgelere dayalı olarak çek karneleri verildiği, bu karnelerde bulunan çek yaprakları kullanılmak suretiyle keşide edilip ticari ilişki nedeniyle davacıya verilen çeklerin karşılıksız çıktığı sabittir. Noterlik görevi kapsamında işlem yapan davalıların, bu işlemler öncesinde kendisini N. H. olarak tanıtan ve buna ilişkin nüfüs cüzdanı ibraz eden kişinin gerçek kimliğini tespit etme ve nüfus cüzdanının sahteliğini araştırma hususunda yeterli incelemeyi yapmadığı, kimlik tespiti açısından nüfus cüzdanı haricinde sürücü belgesi, ruhsat ve benzeri belgelerin ibrazını istemediği, her ne kadar yapılan işlemler açısından olay tarihinde yasal zorunluluk bulunmasa da İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün Kimlik Paylaşım Sisteminden, işlem yapmak üzere ibraz edilen nüfus cüzdanında kimlik bilgileri yer alan şahsın sağ olup olmadığını kontrol etmediği, bu nedenlerle davalı noterlerin eylemleri ile davacının uğradığı zarar arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalılar tarafından nedensellik bağını kaldırır mahiyette bir olay veya durumun varlığı da kanıtlanamamıştır.Mahkemece bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle bu davalılar yönünden açılan davaların reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı D. A.Ş. vekili ve davalı G.Bankası S.Şube Müd. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, davalı D. A.Ş. vekili ve davalı G. Bankası S. Şube Müd. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden taraflar yarına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.