MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/02/2016 tarih ve 2015/978-2016/92 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının ... Mahkemesi'nin 1 O 360/06 esas sayılı dosyasıyla davacı şirket aleyhine dava ikame ettiğini ve yargılama sonucunda tesis edilen kararla yüksek mahkeme denetiminden geçerek BGH VI ZR 217/09 sayılı karar ile kesinleştiğini ileri sürerek, ... Mahkemesi'nin 1 O 360/06 ve BGH VI ZR 217/09 sayılı ilamının tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı vekili tarafından ... Mahkemesi'nin 1 O 360/06 ve BGH VI ZR 217/09 sayılı ilamın tanınması için iş bu dava açılmış ise de dosyaya yabancı mahkeme kararının aslı ile tercümesinin ibraz edildiği fakat yabancı mahkeme kararının taraflara tebliğine ilişkin tebliğ evraklarının ibraz edilmediği, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmediği, tanınması talep edilen mahkeme kararının MÖHUK 53. maddesinde belirtilen ??artları taşımadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, yabancı mahkeme kararının tanınması istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 58. maddesi gereğince Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Anılan Yasa'nın “Dilekçeye Eklenecek Belgeler” başlığını taşıyan 53. maddesinde tenfiz dilekçesine “Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, yabancı mahkeme ilamının tanınmasına karar verilebilmesi için öncelikle ilamın kesinleşmiş olması gerekmekte olup, bu husus dava şartı olması nedeniyle, mahkemece resen gözönünde bulundurulması gerekmektedir.Somut olayda, mahkemece, tanınması istenen yabancı mahkeme ilamınının taraflara tebliğine ilişkin tebliğ evraklarının ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dava şartı olan kesinleşmeyle ilgili olarak HMK 115/2. maddesi uyarınca asıl kararın kesinleşme şerhli aslı veya onaylı sureti ve onaylı tercümesini sunmak üzere davacı vekiline kesin süre verilmesi, davacı vekilince tebligat belgelerinin sunulması imkanı yoksa, davacının nezaretindeki bir belge olmadığı gözetilerek, mahkemece, resmi makamlardan araştırılması mümkün bulunan dava konusu asıl kararın tebliğine ilişkin belgelerin ... Bakanlığı’ndan ya da uluslararası usul kuralları gereği tenfizi istenen kararı veren yabancı mahkemeden getirtilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususlar yerine getirilmeden davanın açıklanan gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.