Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7712 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1097 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/10/2012NUMARASI : 2008/202-2012/245Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/10/2012 tarih ve 2008/202-2012/245 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18/04/2014 günü hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. T.. A.. ile davalı-karşı davacı vekili Av. Z.B. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin S. N. oluşturmak amacı ile Üniversal marka sayısal telefon santrali geliştirdiğini ve bunun adının “S.” olduğunu, bu modüler bir sistem olup, Windows ortamındaki yazılım ile yönetilen sayısal bir telefon santrali olarak çalışabildiği gibi, bilgisayar ortamında düzenlenen tablolama sistemi aracılığıyla, tamamen telefon santrali özelliği dışında katma değer sağlayan, çağrı yönlendiricisi olarak kullanılmak üzere dizayn edilmiş bir tasarım olduğunu, davalılar ile ArGe Hizmetleri, Yazılım Geliştirme, Fikri Mülkiyet Hakları ve M. A. Yazılım Sözleşmelerinin bulunduğunu, tüm sözleşmelerdeki fikri hakların müvekkiline ait olduğunu, yazılımın başarısı nedeniyle dava dışı Turkcell’in yazılım modulü istediğini, davalıların sözleşme hükümlerine aykırı olarak “M.A.C.” isimli projeyi Turkcell’e sattıklarını ileri sürerek, “M. A.” adlı ürün ile bu ürünün çalışmasını sağlayan yazılım ve donanımın fikri mülkiyet hakkının davacıya ait olduğunun tespitine, kopya edilerek imal edilenlerin PRI kartlarının toplatılarak imhasına, davalıların haksız rekabeti nedeniyle uğranılan şimdilik 5.000,00 TL zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, görevli Mahkemenin İstanbul Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, karşı dava ile ise, karşı davalının, Turkcell firmasının kendisini bırakıp müvekkilleri ile anlaşmasını hazmetmediğini, karşı davalının müvekkilleri ile dava dışı Turkcell’e çektiği ihtar sonucunda, müvekkillerinin itibarının sarsıldığını ileri sürerek, toplam 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, idida, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı-karşı davacı tarafından dava dışı Türkcell firmasına satılan kartların, aynı firmaya satılan ilk sistemden farklı olduğu, kartın Türkcell firmasının siparişi üzerine ve davalı ile davacı arasında yapılan sözleşmeler kapsamında meydana getirildiği, bu sistemin yaygın kullanım alanı olmadığı, sadece GSM şebekelerinde kullanıldığı, bu durumda Türkcell tarafından sipariş edilen ve şirketin talep ve beklentilerine göre makine ve donanımlarına uygun şekilde meydana getirilen kart ve bağlantı sistemi üzerinde davacı-karşı davalının bedel dışında münhasır hakkının bulunmadığı, varsa mali hak sahibinin Türkcell firması olduğu, donanımlar arasındaki benzerliklerin teknik zorunluluklardan kaynaklandığı, davacı aleyhine hak ihlalilin bulunmadığı, ispat yükü kendisinde olan davacı-karşı davalının kaynak kodları sunmadığı, karşı davada ise davacı-karşı davalının eylemlerinin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Asıl ve karşı dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece tarafların ürünlerinin farklı olduğu, benzerliklerin teknik zorunluluktan kaynaklandığı, ispat yükü kendisinde olan davacının kaynak kodlarını sunmadığı, davacı-karşı davalının eylemlerinin hak arama kapsamında bulunduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı-karşı davalının geliştirdiği, davalı-karşı davacıların ise AR-GE ve yazılım konusunda çalışma yaptıkları S. isimli telefon santralinin aynısının davalı-karşı davacılar tarafından dava dışı Türkcell firmasına satılıp satılmadığı konusunda koplanmaktadır. 30.12.2009 tarihli bilirkişi incelemesinde, dava dışı Türkcell firmasına ait depoya gidilmiş, burada bulunan davalı-karşı davacıya ait ürün bilgisayar sisteminden sökülmüş, davacı-karşı davalının sunduğu ürünler ile karşılaştırma yapılmış, gerek davacı-karşı davalının delil olarak sunduğu CD Rom içinde sunulan yazılım ve gerekse depodan alınan davalıya ait PRI kart üzerindeki bellekte bulunan yazılımın makine dilinde olduğu, insanlar tarafından kolayca okunamayacağı, iki yazılımın karşılaştırılması için makine dilinde kodlar yerine yazılımların kaynak kodlarına ihtiyaç olduğu, bunların taraflarca dosyaya sunulmadığı belirtilmiş, yine 30.07.2012 tarihli bilirkişi raporunda da kaynak kodları sunulmadığı için yazılımlar üzerinde inceleme yapılmadığı ifade edilmiş, davacı-karşı davalı yazılım kaynak kodlarının davalı-karşı davacılarda olduğunu iddia ederken, davalı-karşı davacılar ise yazılım kaynak kodlarının kendilerinde olmadığını savunmuş, karar duruşmasından bir önceki celse ise duruşmadaki beyanında davalı-karşı davacılar vekili kaynak kodlarını Türkcell firmasına verdiklerini belirttiği halde, Türkcell firmasından ürün üzerinde bulunan makine dilinde yazılı kaynak kodlarından başka, kendilerine sunulan okunaklı kaynak yazılım kodu bulunup bulunmadığı sorulmadan, eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Bu itibarla, mahkemece davalı-karşı davacılar vekilinin 11.10.2012 tarihli duruşmada belirttiği üzere yazılım kaynak kodlarının dava dışı Türkcell firmasında bulunup bulunmadığı sorularak, eğer böyle bir yazılım kaynak kodu var ise üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişilerden ek rapor alınarak, asıl ve karşı davanın buna göre değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL vekalet ücretinin her bir yandan alınarak yek diğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edene iadesine, 18/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.