MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/01/2015 tarih ve 2014/1119-2015/66 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 27.09.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, taraflar arasında 24.7.2006 tarihinde “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” düzenlendiğini, bilahare 07.06.2010 tarihli Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı uyarınca da davacı ...'ın % 100 oranındaki hissesinin ...ne 29.12.2010 tarihli “Hisse Satış Sözleşmesi” ile satıldığını, yanlar arasında düzenlemiş bulunan 24.07.2006 tarihli İHDS'nin 7.1., 7.2., 7.3., 7.4. ve 7.5. maddesi hükümlerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun yanlar arasında dönemsel olarak paylaştırıldığını ve işbu sözleşmenin imza tarihinden önceki tüm sorumluluğun ve işletme faaliyetine ilişkin tüm hak ve yükümlülüğün ...'a ait olacağının kararlaştırıldığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/123 E. sayılı dosyasında SGK tarafından davacı aleyhine açılan davada verilen 19.04.2005 tarihli karar ile müvekkili aleyhine tazminata hükmedildiğini, toplam 25.278,14 TL'nın 26.01.2007 tarihinde davacı tarafından ödendiğini ileri sürerek; 25.278,14 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, husumetin ... Başkanlığı'na yöneltilmesi gerektiğini, 29.12.2010 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi'nin alıcının taahhütleri başlıklı 9.3. maddesinde alıcının ayıba karşı tekeffül hükümleri de dahil olmak üzere ...'tan talepte bulunmayacağına dair taahhütte bulunduğunu, 9.4. maddesinde de rücu hakkı bulunmadığını kabul ettiğini, ayrıca yanlar arasında “devre esas bilanço” belirlenerek borç alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, İhale Şartnamesi'nin 22. maddesinde de bu mahiyette hükümler bulunduğunu, taraflarca takip edilen dosya ayırım çalışmaları başlatılarak dava ve icra dosyalarına ilişkin listelerin her iki şirket yönetim kurullarından geçirilerek kesinleştirildiğini, İHDS'nin 18.6. maddesinin de davacının ...'tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında talepte bulunmayacağına dair taahhüt içermekte olduğunu, davacının yaptığı ödemenin hisselerin tamamı ...'a ait iken yapılmış ödemeler olduğunu, bu nedenle ...nin bütçesinden karşılanmış kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 hükümlerine göre davalının kendi faaliyet dönemine rastlayan iş ve işlemlerden kaynaklandığı anlaşılan işletme borçlarından sorumlu olduğu, davaya konu olayın ve rücu talebine konu alacağın işletme hakkı devir sözleşmesi öncesi döneme ait olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 25.278,14 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.294,75 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 29/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.