Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7621 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13484 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/07/2015 tarih ve 2014/700-2015/455 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili ile fer'i müdahiller ... ve ... vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 27.09.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı ... vekili Av. ... ve ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının murisi ...'ın 26/11/1999 tarihinde ....' nin ... Şubesine para yatırdığını, davalı banka yönetiminin kasıtlı yönlendirmesi ile bu mevduatın off shore hesaba aktırıldığını, murisin rızası dışında bankalara olan güveni kötüye kullanılmak sureti ile yatırılan mevduatın garanti dışında olduğu gerekçesi ile ödenmediğini ileri sürerek; rızası dışında off shore hesabına aktarılan paranın yatırıldığı tarihten itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesindeki faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka ve fer'i müdahil ... vekilleri, davalı banka ile off shore bankasının farklı tüzel kişiliklere sahip olduğunu, davanın zaman aşımı süresinin sona erdiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının serbest iradesiyle daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, davalı banka tarafından bilgisi dışında işlem yapılması ve iradesinin yanıltılmasının söz konusu olmadığını savunarak, davanın husumet yönünden, zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddini, aksi halde esas yönünden reddini istemişlerdir. Fer'i müdahil ... vekili, ...'ye devrolunan bankaların off-shore hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğu davalarda ...'nin borcu üstlendiğini, bu nedenle uyuşmazlığın asıl muhatabının ... olduğunu savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, 42.000 TL' nin (27.000+15.000)'nin 1/2'si olan 21.000 TL'ye 26/11/1999 tarihinden itibaren, 630,00 TL'nin 1/2'si olan 315,00 TL'ye 01/12/1999 tarihinden itibaren, 350,00 TL'nin 1/2'si olan 175,00 TL'ye 02/12/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi gereğince işleyecek değişik oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili, davalı ... vekili ile fer'i müdahiller ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa'nın 3/k bendinde "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi" tüketici, 3/ı bendinde ise "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa'nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK'nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; davanın açıldığı 10.06.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa'nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu göz...ek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekili, davalı vekili ile fer'i müdahil ... vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.3- Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararı temyiz eden fer'i müdahil ...'ın dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediği gibi, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içinde rastlanmamıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK'nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Bu itibarla, fer'i müdahil ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı vekili ve fer'i müdahil ... vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle fer'i müdahil ... vekilinin temyiz isteminin reddine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, 29/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.