Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7618 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18379 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KÜTAHYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/10/2013NUMARASI : 2012/284-2013/319Taraflar arasında görülen davada Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.10.2013 tarih ve 2012/284-2013/319 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkillerinin murisinin "O. Ç. Atölyesi - B. S.O." ticaret ünvanını 06.06.1973 tarihinde Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasına kayıt yaptırarak ticarete başladığını, "O. Ç." ismiyle tanındığını, murisin sağlığında "O. Ç.Atölyesi - B. S.O." ismiyle tescil başvurusu yaptığını ve markanın 2010/22808 sayı ile tescillendiğini, davalının da aynı ünvanı kullanması sebebiyle murisin markasına ve ismine gelen tüm misafirlerin ve müşterilerin davalının iş yerini müvekkillerinin işyeri zannettiklerini bu durumun haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek, davalının yaptığı müdahalenin men'inin, davalının ticaret ünvanındaki "O. Ç." ibaresinin terkinini, davalının kullandığı "Osmanlı Çini" tabelaları ve basılı evrakı kullanmaktan men'ini, tabelaların davalı iş yerinden indirilmesini, internet ortamında davalı tarafça hazırlanmış sitelerin kapatılmasını, yayınların durdurulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin "O. Ç." ünvanlı hediyelik eşya satış dükkanı olduğunu, bu ünvanı 1989 yılından beri kullandığını, K.Ticaret ve Sanayi Odası'na 5971 numara ve "G.O. Ç. H.. K.." ünvanıyla kayıtlı olduğunu, osmanlı isminin anonim bir isim olup kimsenin tekelinde olamayacağını, yasa gereği anonim isimlerin eklendi yapmak suretiyle herkes tarafından kullanılabileceğini, müvekkilinin imalata yönelik faaliyetinin olmadığını, O Ç markası ile çini üretimi yapmadığını, 3.şahıslardan temin ederek küçük eşya niteliğinde çiniler sattığını, aynı zamanda G.Porselenin bayisi olup porselen satışı da yaptığını, müvekkilinin "O. Ç.i H.. K.." şeklinde Ekim 2011 yılında marka tescil başvurusu yaptığını söz konusu başvurunun işlemlerinin devam ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının O. Ç. H.. K.. ticari ünvanının TTK'nın ve 556 sayılı KHK hükümlerine göre davacının markasına tecavüz teşkil etmediği, davacıların davalı kullanımlarına çok uzun süre ses çıkarmadıktan sonra haksız rekabet iddiasını ileri sürerek dava açmalarının TMK'nında açıklanan iyiniyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davalı vekilinin temyiz itirazına gelince yukarıda yazılı özetten de anlaşılacağı üzere davacı işbu davada 556 sayılı KHK hükümlerine göre, marka ve ticaret ünvanına müdahalenin men’i alan adının kullanılmasının men’i, 20.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat, haksız rekabetin tespit ve men’ini talep etmiştir. Buna göre davacının talebinin farklı hususlara ilişen bir objektif dava birleşmesi niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Objektif dava birleşmesinde her ne kadar talepler tek bir dava dilekçesi ile ileri sürülebilirse de her bir talep bakımından bağımsız bir davanın varlığı gözden kaçırılmamalıdır. Mahkemece bu esaslar dairesinde ve karar tarihinde cari AAÜT’nin 10. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.. SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.