Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7522 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5240 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : MİLAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)TARİHİ : 18/12/2012NUMARASI : 2011/4-2012/812Taraflar arasında görülen davada Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.12.2012 tarih ve 2011/4-2012/812 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının, davalı şirketin 1 payına sahip ortağı olduğunu, diğer davalının davalı şirketin diğer ortağı oldup aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, davalı müdürün şirketi iyi yönetemediğini, şirkete zarar uğrattığını, vergi, SSK, kredi borçlarını ve ticaret odasına olan aidat boçlarını ödemediği gibi ana sözleşmede belirtilen faaliyet dışında faaliyette bulunduğunu ileri sürerek davalı müdürün haklı nedenle azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davalı H.. U..'ın davalı şirketin 1.499,975 TL sermeye payına karşılık gelen 59.999 adet payına, davacının ise şirketin 25 TL sermeye payına karşılık gelen 1 adet payına sahip olduğunu, 1 paya sahip davacının beyanlarının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu, gerçekte şirketin 178.000 TL vergi ve 384.000 TL SGK borcu bulunduğunu, şirket lehine İşbankası tarafından kullandırılan kredinin tamamen geri ödendiğini, şirket müdürünün ana sözleşme hükümlerini ihlal ettiği yolundaki iddialarının doğru olmadığını, davalı şirketin sahip olduğu öz varlığının ödenilmiş sermayesinin çok üzerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı H.. U..'ın 24.01.2008 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında alınan karar ile 5 yıl süreyle şirket müdürlüğüne atandığı ve o tarihten itibaren bu görevini yürüttüğü, davalı H.. U..'ın 6762 Sayılı TTK'nın 543. maddesi yollamasıyla aynı Yasa'nın 162. maddesi uyarınca müdürlükten azlini gerektirecek haklı nedenlerin varlığının kanıtlanmadığı, davalının müdürlük yaptığı dönemde şirket satışları, kârı ve öz kaynaklarının artmış olduğu, ayrıca şirkette 1 paya sahip olan davacının bu davayı açmasının da TMK'nın 2. maddesinde belirtilen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, limited şirket müdürünün azli davası olup, davada husumetin azli istenen müdüre yönetilmesi gerekli ve yeterli olduğundan davalı şirkete yönelik davanın husumet yönünden reddi gerekirse de, davalı şirket aleyhine açılan davanın reddi kararı sonucu itibariyle doğru bulunduğundan davacı vekilinin davalı şirket yönünden tesis edilen hükme yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davacı vekilinin davalı şirket müdürüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı diğer iddialarının yanında davalı müdürün şirkette çalışmayan kişileri sigortalı olarak gösterdiği, bu nedenle davalı müdür'ün Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/151 Esas sayılı dosyasında yargılandığını ileri sürmüş ve delil olarak bu dava dosyasına dayanmışsa da mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu itibarla, davacının delil olarak sunduğu Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/251 Esas sayılı dava dosyası getirtilip, zaman itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nın 543. Maddesi yollamasıyla aynı Yasa'nın 162. Maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı şirkete yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı H.. U..'a yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile davalı H.. U.. yönünden tesis edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.