MAHKEMESİ : ÇORUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/07/2013NUMARASI : 2010/562-2013/247Taraflar arasında görülen davada Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/07/2013 tarih ve 2010/562-2013/247 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacıya ait işyerinin davalı nezdinde işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sigortalı işyerinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen işçinin yakınlarına 125.000 TL tazminat ödendiğini, davalıdan talepte bulunulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının talebinin yargılamayı gerektirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı nezdinde işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan davacıya ait işyerinde meydana gelen iş kazasında, davacı işverenin % 70, ölen işçinin ise % 30 kusurlu bulunduğu, davacı zararının toplam 90.973,043 TLolup, poliçede belirlenen limitin üzerinde olduğu, davacının poliçeye göre talep edebileceği maddi ve manevi tazminat tutarının, toplam 72.153,75 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 72.153,75 TL asıl alacak ve 270,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.424,33 TL üzerinden devamına bu miktara takip tarihinden itibaren ticari fazi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir2-Ancak, davalı yargılama sırasında, tazminat miktarının belirlenebilmesi için Çorum İş Mahkemesi'nde SGK'nın davacı işveren aleyhine açılan rücu davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini savunmuş olup mahkemece anılan dava dosyasının sonucu beklenmeden yazılı şekil de karar verilmişse de dava konusu poliçede, iş yerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene hizmet akdi ile bağlı ve SGK'na tabi içiler veya bunların hak sahipleri tarafından iş verenden talep edilebilecek ve SGK'nın sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile aynı Kurum tarafından iş verene karşı iş kazalarından dolayı açılacak rücu davaları sonucunda ödenecek tazminat miktarlarının , genel ve özel şartlar çerçevesinde, poliçede yazan limitler dahilinde teminat altına alındığı belirtilmiştir. Buna göre SGK tarafından işveren aleyhine açılan rücu davası sonucu ödenecek tazminatta poliçe teminatındadır. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda iş kazası nedeniyle hak sahiplerine bağlanan gelirde dikkate alınarak bir hesaplama yapılmışsa da Çorum İş Mahkemesi'nde belirlenen miktar ile işbu davada belirlenen miktar farklıdır. Bu durumda mahkemece, dava konusu poliçe kapsamında ödenecek tazminat miktarının belirlenmesi açısından, dava konusu iş kazası nedeniyle SGK tarafından davacı aleyhine açılan rücu davasının sonucu beklenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.3-Ayrıca, kabul şekline göre de, mahkemece icra takibinin, alacak ve işlemiş geçmiş günler faizi toplamı olan miktara, takip tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesi suretiyle devamına karar verilerek, işlemiş faiz alacağına yeniden faiz yürütülmesine neden olacak şekilde hüküm kurulması, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 121/son maddesinde belirtilen ve kısaca “faize faiz işletilmesi yasağı” şeklinde ifade edilebilecek emredici nitelikteki düzenlemeye aykırı olduğundan kararın bu yönden de bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.