Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 745 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 966 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.10.2010 tarih ve 2005/84-2010/368 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15.01.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekilleri Av. ... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının 2003-2004 hasat mevsimi ürünü 900.000 kg portakal ithal ettiğini, Nisan 2004 tarihinde plastik kasalar içinde taşınan portakallardan bir kısmının Türkiye içinde satıldığını, bir kısmının ise ...'a ihraç edildiğini, kalan 24.104 plastik kasa içinde 474.680 kg. portakalın 01/05/2004 tarihinde davalı ile yapılan ardiye sözleşmesi kapsamında soğuk hava depolarına teslim edildiğini, teslime konu 27.240 kg. portakalların bir kısmının 05/07/2004 ve 07/07/2004 tarihleri arasında davalıya satıldığını, ancak portakalların 353.965 kg'lık kısmının davalının kusurlu eylemleri nedeniyle hasara uğradığını, portakallara ilişkin bir üşüme donma vakasının yaşanmadığını, davacının zararı tazmin etmediğini ileri sürerek, 305.825,00 TL zarar ile depolama ücreti olan 61.000,00 TL ve teslim edilmeyen plastik kasa bedeli olan 16.051,00 TL olmak üzere toplam 382.1786,00 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kendisine teslim edilen portakalları en son teknoloji ile en iyi şekilde depolayıp sakladığını, davacı tarafından yaptırılan tespit raporuna itiraz ettiklerini, portakalların depolanmaya uygun cinste ve kalitede olmadığını, ürünün kısmen dökme şekilde getirildiğini, sağlıksız ambalajlama yapıldığını ve uyarılara rağmen çürük malların ayıklanmadığını, malların dalında donmaya maruz kaldığını, müvekkilinin davacıyı zarara uğratacak herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sözleşmenin 5. maddesinde müvekkili şirketin hasar ve ziyadan sorumlu olmayacağının düzenlendiğini, gerekli ihbar yükümlülüklerinin zamanında yerine getirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, 01/05/2004 tarihli ardiye sözleşmesi gereğince davalının soğuk hava deposuna 29.04.2004 tarihinden itibaren teslim edilen davacıya ait 353,965 kg valencia cinsi portakalın ilk kez 27.07.2004 tarihinde % 5 oranında,13.08.2004 tarihinde % 11 oranında çürüdüğünün tespit edildiği,daha sonrada taraflarca yapılan protokol gereği 28.09.2004 tarihinde imha edilerek tamamen zayi olduğunun anlaşıldığı, davalının uygun depolama ortamı sağlamadığından kusurlu olduğu, davacının da depolanan portakalları uzun süre depoda tutmasından ve depolama tarihinden sonra üründe çürüme başladığını öğrendiği halde ürünün ayıklanması ya da değerlendirilmesi anlamında hiçbir tedbir almadığından müterafik kusurlu sayıldığı, tarafların kusurlarının %50 şer oranında kabul edildiği, davalının %50 oranındaki kusuruna karşılık 63.713,70 TL hasar bedelinden sorumlu tutulması gerektiği, ayrıca her biri 0.78 TL değerinde olan 16.051 adet plastik kasanın 02.10.2004 tarihli protokole rağmen davacıya iade edilmediğinden 12.519,78 TL bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği, davacının ardiye ücreti isteminin müsbet zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden davacının bu talebinin yersiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, ardiye sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece tarafların % 50 kusurlu olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Oysa, karar tarihinde yürürlükte olan HUMK'nun 275.maddesi ile temyiz incelemesi sırasında yürürlüğe giren HMK’nun 266. maddesinde çözümü özel veya teknik bilgi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir denilmektedir. HUMK'nun 286.maddesinde belirtilen bilirkişinin rey ve mütalaasının hakimi bağlamayacağı hükmü, hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği, raporu yeter derecede kanaat verici bulmazsa HUMK'nun 283.maddesi gereğince bilirkişiden ek rapor veya HUMK'nun 284.maddesi gereğince yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa hakimin özel bilgiyi gerektiren hususlarda,bilirkişilerin yerine geçerek karar vermesi mümkün değildir.Somut olayda, depoda zarar gören portakallarla ilgili olarak bilirkişi heyetlerinden raporlar alınmış, mevcut raporlarda kusur konusunda değişik tespitler yapılmış, yine hükme esas alınan son bilirkişi kurulu ek raporunda tarafların kusurlu olduğu belirtilmekle birlikte, hangi oranda kusurlu olduğu açıklanmamış, mahkemece tarafların dava konusu olayda % 50 oranında kusurlu kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Oysa, dava konusu olayda kusur durumu tespitinin özel ve teknik bilgi gerektirdiği kabul edilerek, bilirkişilerden rapor alındığına göre, artık tarafların takdiren % 50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulması mümkün değildir.Bu itibarla, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, aynı bilirkişi kurulundan ek, gerektiğinde başka bir bilirkişi heyetinden yeni rapor alınarak, tarafların kusur durumu belirlenmek ve sonucuna göre karar verilmek gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.3- Öte yandan, taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık hasar gören portakalların değerinin ne olduğu noktasında toplanmakta olup, davacı taraf, davalının deposunda bulunan portakalların 1.kalite valensiya cinsi, ambalajlı, mumlu ve kalibre edilmiş olduğunu ileri sürmüş, davalı taraf ise portakalların 1. kalite olmadığını savunmuştur. Mahkemece, ... ... Müdürlüğü'nden valensiya cinsi portakalların 1. ve 2. kalite fiyatları sorulmuş, verilen cevapta 1. kalitenin 0,36 YTL, 2. kalitenin 0,17 YTL olduğu, ambalajlı ilaçlı kalibre edilmiş portakallara ilişkin ellerinde fiyat bulunmadığı belirtilmiş, gerekçede dava konusu portakallar 1. kalite kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu portakalların 1. kalite olduğuna dair bilirkişi raporlarında açıklama ve tespit bulunmamakta olup, portakalların değerine ilişkin taraf delilleri toplanmadan karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece tarafların portakalların kalitesine ve durumuna ilişkin delilleri toplanıp, aynı bilirkişi kurulundan ek veya gerektiğinde başka bir bilirkişi kurulundan yeni rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) ve 3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL vekalet ücretinin her bir yandan alınarak yek diğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.