Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7416 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 193 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : VEZİRKÖPRÜ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2009/4-2013/976Taraflar arasında görülen davada Vezirköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2013 tarih ve 2009/4-2013/976 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; davalı Belediye Başkanlığı tarafından Vezirköprü-Samsun hattı yolcu taşıma ihalesine müvekkilinin katıldığını, ihaleyi kazanarak davalı ile 09/07/2007 tarihli sözleşmeyi imzaladığını, davalı belediye'nin 3 yıl süreli sözleşmeyi Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin UKOME Alt Komisyonu'nun 13/12/2007 tarihli kararını gerekçe göstererek ihaleyi 15/01/2008 tarihinde feshettiğini, müvekkilinin ihaleye girebilmek için kredi çekerek araç satın aldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL tutarındaki zararının fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla dava değerini 28/05/2013 tarihli dilekçesiyle dava değerini 23.958,66 TL'ye yükseltmiştir.Davalı vekili; Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin şehir merkezine otobüslerin girişlerinde zorluk çıkardığını, müvekkilinin bu sorunu gidermeye çalışmasına rağmen otobüslerin şehir merkezine girişinin sağlanamaması üzerine Samsun Büyükşehir Otogarına araçların girmesi davacı ve diğer sözleşme imzalayan taşıyıcılara teklif edilmesine rağmen teklifin reddedildiğini, öngörülemeyen mücbir sebebin varlığı nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; yolcu taşımacılığına ait ihale sonucu oluşan sözleşmede fesih ve tasfiye koşullarının düzenlendiği, mücbir sebeple fesih halinde teminatların iade edileceği, davalı tarafından anılan UKOME kararı mücbir sebep olarak kabulünün mümkün olmadığı, davalı Belediye Başkanlığının basiretli tacir gibi davranarak taşıma işini ihale etmeden ve davacı ile sözleşmeyi imzalamadan önce Vezirköprü ilçesinden hareket edecek yolcu taşıma araçlarının Samsun il merkezine giriş-çıkış yapıp-yapamayacağı konusunda gerekli yazışmaları yaparak güzergah ile ilgili olarak sorunların önüne geçmek ve ihale şartnamesi ve eki dökümanları bu araştırmalarının sonucuna göre revize etmek olanağına sahip iken bu yola başvurmadığı, davalının basiretli davranmaması ve kusurlu davranışı sonucunda sözleşmenin haksız yere feshedildiği, davacının haksız fesih nedeni ile yoksun kalınan kârının mülga 818 sayılı BK'nın 106 ve 108. maddeleri gereğince hesaplanırken yine mülga 818 sayılı BK'nın 325. maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 408.m.) yer alan kesinti yönteminin kıyasen uygulanması gerektiği gerekçesiyle davacının ıslah talebi de gözetilerek davanın kabulüne, dava konusu 23.958,66 TL alacağın 8.000 TL'sinin dava tarihi olan 07/01/2009, bakiye 15.958,66 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 28/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının sözleşmenin feshine dayanak yaptığı UKOME kararının sözleşmenin imzalandığı tarihten önce de var olması ile 818 sayılı BK'nın 117. maddesi hükmüne göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Ancak; dava, taşıma sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshi nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. Davacının, davalı belediyenin Vezirköprü-Samsun hattına ilişkin ihaleyi kazanarak davalı ile taşıma sözleşmesi imzaladığı, davalı tarafından haksız olarak taşıma sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle zarara uğradığı ve bu itibarla uğradığı müspet zarar kapsamındaki kazanç kaybı isteyebileceği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece, davacının uğradığı bu zararla ilgili olarak yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiş ise de, bu konuda yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu yeterli bulunmamaktadır. Zira, somut uyuşmazlık bakımından öncelikle çözümü gereken husus, taraflar arasında akdedilen taşıma sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle davacının kazanç kaybına ilişkin zarar hesabının hangi süre için yapılacağı ve hesaplama yönteminin nasıl olacağına ilişkindir. 818 sayılı BK'nın 96. maddesi uyarınca, alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifade edemediği takdirde borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan doğan zararı tazmine mecburdur. Yine aynı Yasa'nın 325. maddesi “İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmağa mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti istiyebilir. Şu kadar ki, işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat eylediği şeyi mahsup ettirmeğe mecburdur.” hükmünü haiz olup, BK'nın 98. maddesi delaletiyle BK'nın 44. maddesi gereğince de davacı taraf zararının artmasını önlemek için gerekli tüm önlemleri almalıdır.Yukarıda da belirtildiği üzere, davacının sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle elde edeceği net kazancı, yapabileceği tüm giderler ile davalı tarafça sözleşmenin feshi üzerine benzer nitelikteki bir işi ne kadar sürede temin edebileceği araştırılarak, böyle bir işi edinmesi için gereken asgari makul süreye tekabül eden net kazanç tutarınca kazanç kaybının hesaplanması ve anılan hususların tespitinin de özel bilgi ve uzmanlık gerektirmesi nedeniyle bu alanda görüşüne başvurulan kişinin davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak bilgi ve deneyim sahibi olması gerekmektedir. Oysaki mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişiler arasında ilgili sektörden bir bilirkişi bulunmadığı gibi, verilen raporlar da hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu itibarla mahkemece, aralarında taşıma konusunda bir uzmanın da yer alacağı yeni bir bilirkişi kurulundan davaya konu taşıma sözleşmesinin feshi halinde öncelikle davacının emsal bir iş bulup bulamayacağının tespit edilmesi, bulabileceğinin kabul edilmesi halinde ise hangi sürede bulabileceğinin belirlenerek, belirlenecek makul süre için kazanç kaybından kaynaklanan zararının hesaplanması; bulamayacağının kabul edilmesi halinde ise bu durumda da ne kadarlık bir süre için söz konusu zararı isteyebileceğinin belirlenmesi, sonrasında ise belirlenen bu sürede davacının serbest çalışması halinde elde edebileceği kazanç ile davalı tarafından yapılan ihale kapsamında çalışması halinde elde edebileceği kazancın tespit edilerek, davalı tarafından yapılan ihale kapsamında çalışması durumunda kazancının daha fazla olacağının anlaşılması halinde serbest çalışması ihtimalinde elde edeceği miktarın, ihale kapsamında çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubunun yapılarak aradaki kazanç farkının davacının uğradığı kazanç kaybına ilişkin zarar olarak hüküm altına alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi incelemesine dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 3-Kabule göre de; Mahkemece, fesih tarihi olarak kabul edilen 15.01.2008 tarihinden sözleşmenin bitim tarihi olarak belirtilen 16.7.2010 tarihine kadarki dönem için kazanç kaybı hesabı yapılmasının mümkün olduğu gerekçesiyle, uğranılan zarar bu değerlendirmeye göre hüküm altına alınmıştır. Ancak, davaya konu kazanç kaybına ilişkin tazminatın, geçerli bir sözleşme ilişkisinin haksız olarak feshedildiği tarihten, dava tarihine kadar hesaplanması gerektiğinden, mahkemenin tazminatın sözleşmenin feshi tarihinden başlayıp, bitim tarihine kadar olan dönem için hesaplanabileceği yönündeki gerekçesi ve bu gerekçe doğrultusunda dava tarihinden sonraki bir dönem içinde tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.