Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7411 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18722 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2013NUMARASI : 2008/157-2013/389Taraflar arasında görülen davada Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.09.2013 tarih ve 2008/157-2013/389 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili nezdinde nakliyat rizikolarına karşı sigortalı Ü.M.muhtelif gıda emtiasının davalıya ait vasıta ile 16/12/2006 tarihinde nakliyesi esnasında çalındığını, sigortalı emtianın TTK gereğince alıcısına tam ve eksiksiz teslim edilmesi gerekirken emtianın hasarlanması neticesinde sigortalılardan A. Gıda Paz. Gıda A.Ş'ye 11.451,33 TL, A. Gıda Paz. A.Ş'ye 13.267,78 TL olmak üzere toplam 24.719,11 TL ödendiğini, müvekkil şirketin TTK gereğince sigortalıların haklarına halef olduğunu ileri sürerek, rücu tazminatı olan 24.719,11 TL'nin sigortalılarına ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; hırsızlık olayında müvekkiline izafe edilecek bir kusur bulunmadığını, davalı şirketin sigortalası depo sorumlulularının haftasonu malı teslim almaması nedeniyle park etmek zorunda kaldığı aracın ve içerisindeki mallarla birlikte çalındığını, davacı şirketin kanuni tespit yaptırmadığı ve talebin fahiş olduğunu savunmuş, sonrasında tazminat konusu malların nakliyat sözleşmesini imzalayan ve taşıyan kişinin kendisi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın tazminat konusu malların nakliyat sözleşmesini imzalayan, taşıyan ve çaldıran kişinin Mehmet Kartal olduğunu beyan ettiği, nakliyat sözleşmesinin kiminle yapılmış ise davanın ona karşı açılmasının gerektiği, Adli Tıp Kurumu raporu ile de belirlendiği üzere nakliyat sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın husumut nedeniyle reddine karar vermiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, taşınan malın çalınması nedeniyle taşıyıcı aleyhine açılan rücuen tazminat davası olup mahkemece dosyaya delil olarak ibraz edilen taşıma sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taşımanın davalının maliki bulunduğu araç ile yapıldığı uyuşmazlık konusu olmayıp, ayrıca, davalı cevap layihasında husumeti benimseyerek malı teslim yerine haftasonu ulaştığını, depo sorumlularının haftasonu mal alımı yapmadıkları ve bu nedenle depo kapalı olduğu için mal yüklü kamyonu yol kenarına park etmek zorunda kaldığını, kusuru bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda, taşıma sözleşmesinin yazılı olmasının sıhhat koşulu olmayıp ispat koşulu olduğu ve davalının beyanları ile husumeti benimsemiş bulunduğu gözönüne alınarak davanın esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın husumetten reddi doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yaraına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.