Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7385 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18229 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 32. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2013NUMARASI : 2013/145-2013/147Taraflar arasında görülen davada İstanbul 32. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24.06.2013 tarih ve 2013/145-2013/147 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili B.. E.. ile davalının, davacı şirketin ortağı olduklarını, davacı B.. E.. ile davalının boşandıklarını ve adi yazılı şekilde hisse devri ön protokolü imzaladıklarını, bu protokole göre M. ili B. ilçesi T.mevkiinde bulunan iki adet taşınmazın, davalıya satış olarak gösterilerek devredildiğini, taşınmazların değerinin düşük gösterilmesi karşısında satışın muvazaalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazların davacı şirket adına tesciline, bu mümkün olmazsa, belirlenecek değerlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına, HMK'nın 2. maddesine göre; dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri olduğu, aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu, davanın ticari dava olmadığı gerekçesiyle, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, davacı şirkete ait gayrimenkullerin diğer davacı şirket müdürü tarafından, şirketin ortağı olan davalıya düşük bedelle muvazaalı şekilde satıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası olup, iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davada 6102 sayılı TTK'nın şirketler hukukuna ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda, dava, şirket ve şirketin müdürü tarafından şirket ortağı aleyhine açılmış olmakla, Yasa'nın 4. ve 5. maddeleri gereğince ticaret mahkemeleri bu davaya bakmakla görevli olduğundan, mahkemece yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.