Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 736 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 647 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28.09.2011 tarih ve 2011/398-2011/20 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalılar nezdinde "Ailemin Güvencesi Sigorta Poliçesi" ile sigortalı olan müvekkilinin eşinin, geçirdiği bir trafik kazasında vefat ettiğini, bu şekilde poliçedeki ölüm riskinin gerçekleştiğini, poliçe limitinin 75.000 TL olduğunu, davalıların limit dahilinde zararın tümünden müteselsilen sorumlu olacağının bilirkişi incelemesi sonucunda anlaşılacağını, davalıların müvekkilinin ödeme başvurusunu reddettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için 800TL, çocukları için 100'er TL olmak üzere toplam 1.000TL'nın müvekkilinin sigorta şirketine başvurduğu tarihin 8 işgünü sonrasından itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, dava konusu asıl alacağın 1.000 TL olduğu, 5219 Sayılı Kanunla değişik HUMK'nun 8/1. Maddesi gereğince miktarı 7.780,00 TL'nı geçmeyen davalara bakmakla Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu, HUMK'nun 7. maddesi uyarınca mahkemenin doğrudan davanın her aşamasında görevsizlik kararı verebileceği, gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine tensiben karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, sigorta poliçesinden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı şekilde dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 Sayılı HUMK’nun 4. maddesi "Alacağın bir kısmı dava olunduktan, eğer son kısım ise, mahkemenin vazifesini tayinde müddeabihin kıymetine bakılır. Son kısım olmadığı ve alacağın tamamı da münazaalı olduğu takdirde alacağın tamamı nazarı itibare alınır. Alacağın tamamı münazaalı değilse dava olunan kısma bakılır." hükmünü haizdir. Somut olayda, davacı kendilerine 75.000 TL'nın ödenmesi gerekirken bu miktarın ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bu miktardan şimdilik 1.000,00 TL’lık kısmın tahsilini istemiştir. Bu durumda kısmi davaya konu miktarın, alacağın son kısmı olmadığı ve alacağın tamamının çekişmeli bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın esasına girilerek bir hüküm tesis edilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı vermesi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.