MAHKEMESİ : SAKARYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/11/2012NUMARASI : 2010/483-2012/577Taraflar arasında görülen davada Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/11/2012 tarih ve 2010/483-2012/577 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11/04/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. G. M. Ö. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından T. C. Limitee adlı şirkete 15.10.2008 tarihinde toplam 38.566,5 m. Hidrolik hortum ihracatı yapıldığını, bu ihracatın 15.10.2008 tarih 0226796 sayılı gümrük çıkış beyannamesi ile gerçeleştiğini, ve ihracat konusu malın davalı şirkete gönderildiğini, ihracat bedeli olan 53.758,40 EURO'nun 90 gün ödeme opsiyonlu olduğu halde bu bedelin T. C. Limitee tarafından ödenmediğini, davalı A.Sigorta A.Ş'nin sorumluluğunun davacı ile arasında yapılan 0001-1310-00099435 nolu kredi sigortaları sigorta poliçesi kapsamında olduğunu, bu durumun davalı A. Sigorta A.Ş'ye bildirildiğini, gönderilen cevabi ihtarname ile taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek, 53.758,40 EURO'nun ihtarname tarihi olan 29.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı A. Sigorta A.Ş. vekili, taraflar arasında kredi sigorta poliçesi akdedildiğini, davacının alacağının ihtilaflı olduğunu, bu hususun genel şartlar uyarınca teminat dışında kaldığını, hasara konu faturanın düzenlenme tarihinin 15.10.2008, faturanın ödenme süresinin 90 gün, son ödeme gününün 13.01.2009, vadesi geçmiş borç bildirimi için maksimum sürenin 14.03.2009 tarihi olduğunu, davalı sigorta şirketine borç bildiriminin 15.04.2009 tarihinde gerçekleştiğini, borçla ilgili herhangi bir temerrüt halinin sigortalı tarafından vade tarihinden veya uzatılmış vade tarihinden itibaren 60 gün içinde sigortacıya bildirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemede görülmekte olan 2009/459 esas, 2011/921 karar sayılı dosyanın aynı mahiyette olduğu, davalısının farklı olduğu, ancak dava konusunun bu davayı ilgilendirmesi nedeni ile bekletici mesele yapıldığı, ilgili davanın 20/12/2011 tarihinde karara çıktığı, 07/05/2012 tarihinde kesinleştiği, bekletici mesele yapılan dosyada bilirkişi raporu alındığı, bu raporda T.C. L. adlı Kanada şirketi tarafından ayıplı olduğu ileri sürülerek iade edilen 20 adet hidrolik hortum örneğini incelendiğinin, bunlardan iki tanesinin transfer marka olup davacı tarafından üretilmeyen bir ürün olduğunun, ayıplı olduğu gerekçesi ile gönderilen bazı numunelerin belli bir süre kullanıldığı, aşınma ve sürtünme gibi dış etkilere maruz kaldığı hidrolik hortumun belirli bir süre hizmet verdiğinin, üretim hatasına sahip ürünler bulunmadığının beyan edildiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun doğduğu konusunda mahkemede kanaat oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 53.758,40 EURO'nun ihtarname tarihi olan 29/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline sigorta şirketinin poliçe limiti içinde kalacak şekilde sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, ihracat kredi sigortasından kaynaklanan sigorta tazminatı istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkili tarafından T.C.L. adlı şirkete hidrolik hortum ihracatı yapıldığını, ihracat konusu malın dava dışı alıcı şirkete gönderildiğini ancak ihracat bedelinin ödenmediğini, davalı sigortacıya yaptıkları başvuruya rağmen davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek işbu davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda değinilen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen ihracat kredi sigorta poliçesi kapsamında, davacı sigortalı tarafından ihraç edilen ürünlere ilişkin olarak tahsilat yapılamaması hali riziko olarak belirlenip, sigorta örtüsü altına alınmış olup, davalı tarafça yapılan savunmada, taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesinin İhracat Kredi Sigortası Genel Şartları uyarınca satıcı konumundaki davacı ile dava dışı alıcı arasında satışa ilişkin olarak ortaya çıkabilecek ihtilafların çekişme dışı olduğu savunulmuş, bu kapsamda eldeki dava dosyasından tefrik edilen dosyada alıcının davalı konumunda olmasının bu hususu teyit ettiği belirtilmiştir. Nitekim İhracat Kredi Sigortası Genel Şartlarının Teminat Dışı Halleri düzenleyen A.6 başlığı içinde yer alan A.6.7 maddesi kapsamında, ihracata konu emtianın alıcı ve satıcısı arasında ihtilaf doğması hali teminat dışı olarak sayılmış, buna karşın mahkemece söz konu savunma üzerinde durularak sonuca gidilmiş değildir. Bu durumda mahkemece davalının değinilen savunması üzerinde durulup, uyuşmazlığa sigorta hukuku ilke ve prensipleri kapsamında yaklaşılmak suretiyle, davaya konu rizikonun teminat dâhilinde olup olmadığının tespiti gerekirken, bir başka dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu uyarınca, satılan emtiada üretim hatası bulunmadığından söz edilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.2- Kabule göre de hüküm altına alınan miktar Euro cinsinden belirlendikten sonra söz konusu yabancı para alacağına ticari faiz uygulanması dahi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilemsine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.