MAHKEMESİ : KUMLUCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2011/315-2013/394Taraflar arasında görülen davada Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20.06.2013 tarih ve 2011/315-2013/394 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin K. İlçesi Ç. Köyü ..ada .. ve .. parsel numaralı taşınmazlar üzerinde kurulu bulunan seralarının dolu ve fırtınaya karşı sigortalanması için 24/11/2010 tarihinde davalı tarafa başvuruda bulunduğunu, başvuru sonrasında 4 adet sera sigortaları ön formu imzalandığını, davalı tarafın müvekkiline eksperlerin kısa bir süre içerisinde seralara gelip bir rapor hazırlayacağını beyan etmesine karşın eksperlerin gelmediğini, bunun üzerine davalı şirket acentesine gidip durumu bildirdiğini, acentenin müvekkiline merak etmemesini, sigortanın ön bilgi formunun karşılıklı imzalanması ile başladığını beyan ettiğini, aradan uzun zaman geçmesine ve defalarca başvuruda bulunulmasına karşın eksperlerin gelmediğini, 16/12/2010 tarihinde meydana gelen fırtına nedeniyle müvekkiline ait sigorta ettirmesi için başvurulan seraların tahrip olduğunu, müvekkilinin sigorta bedeli almak için acenteye başvuru yaptığını ancak eksperin değerlendirme yapmaması nedeniyle sigortanın başlamadığını, bu nedenle tazminat ödenmeyeceğini beyan ettiğini, bu nedenle müvekkilinin oluşan 48.585,00 TL zararının sigorta tarafından karşılanmadığını, davalıya gönderilen ihtarnameye verilen cevapta riziko ekspertizlerin neticesinde seraların sigortalanmaya uygun olmadığının cevabının verildiğini, netice itibariyle davalı tarafın keyfi davranışları sonucu müvekkilinin ağır zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 8.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; ıslahla talebini 48.585,00 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin T. S. H.İşletmeleri A.Ş'ye kanundan dolayı aracılık etmekte olduğunu, bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın TARSİM A.Ş'ye ihbar edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, tespit bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı taşınmazındaki seralarının sigortalanması için davalı şirketin acentesine başvurduğu, acente tarafından belirtilen süre içerisinde davalı taraftan bir ekspertiz gönderilmediği, ekspertiz göndermesi için davacı tarafından tekrar başvurulduğu, makul süre içerisinde ekspertiz gönderilmediği, bu açıdan sözleşme öncesi görüşmelerde davalı tarafın davacıya vermiş olduğu güvenin boşa çıktığı, ardından meydana gelen fırtınada sigorta edilmek istenen seralar ile içerisindeki ürünlerin zarar gördüğü, davalı tarafın elektronik sistemden davacının başvurusunu da sildiği, davalı tarafın temsilcisinin verdiği güven nedeniyle davacının hasar öncesi seraları başka bir şirkete de sigorta ettiremediği sübuta erdiği, davalı tarafın sözleşme öncesi sorumluluk ilkeleri çerçevesinde meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulüne, 48.585,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, davalı sigorta şirketinden alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafça yargılama boyunca sözleşme ilişkisine ve zarar miktarına karşı çıkılmıştır. Bu durumda, aralarında sigorta uzmanı ve ziraat mühendisi bilirkişinin bulunduğu bir bilirkişi heyetinden görüş alınmadan, taraflar arasındaki sözleşme öncesi sorumluluk koşullarının gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.