MAHKEMESİ : TORBALI(KAPATILAN) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2013/81-2013/212Taraflar arasında görülen davada Torbalı(Kapatılan) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/04/2013 tarih ve 2013/81-2013/212 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı banka şubesi arasında akdedilen 03/06/2008 tarihli işyeri edindirme kredisi sözleşmesine istinaden müvekkili tarafından 150.000 TL kredi kullanıldığını, müvekkilinin kullandığı kredinin sona erme tarihini beklemeksizin 08/07/2010 tarihinde krediyi kapattığını, ancak davalı banka tarafından kredi borcunun erken ödeme suretiyle kapatılmış olması nedeniyle müvekkilinden BSMV dahil toplam 5.568,09 TL erken kapatma ücreti tahsil edildiğini, yapılan bu tahsilatın davalı banka açısından sebepsiz zenginleşmeye neden olduğunu ileri sürerek, 5.568,09 TL'nın ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkili banka arasında akdedilmiş olan genel kredi sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca, davacıdan tahsil edilmiş olan erken kapama ücretinin hukuka uygun ve yasal dayanakları bulunan bir ücret olduğunu savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 03/06/2008 tarihli işyeri edindirme kredisi sözleşmesi ile davacının davalı bankadan 150.000 TL kredi kullandığı, kredi borcunu vadesinden önce ödemesi nedeniyle vadeden önce kapatma bedeli olarak davacıdan 5.568,09 TL tahsil edildiği, sözleşmenin 54. maddesinde erken ödemenin düzenlendiği, sözleşmedeki erken ödeme ile ilgili düzenlemenin genel işlem şartı olup davacının menfaatine açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 5.568,09 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun erken kapatılması nedeniyle davalı bankaca alınan erken kapama komisyonunun istirdadı istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki 03.06.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin 54. maddesi “Alınan kredinin bakiye kısmının vadelerinden önce ödenmesi Banka'nın muvafakatına bağlıdır. Erken ödemeye muvafakat halinde, ödeme tarihine kadar Bankaca, kredi miktarına bu kredi sözleşmesinde belirtilen akdi faiz oranının uygulanacağını ve Müşterinin erken yatırması nedeniyle borcundan bir indirim yapılmayacağını ve borcunu doğmuş bulunan faiz, komisyon, masraf ve mali yükümlülükler ile birlikte ödemeyi müşteri kabul ve taahhüt eder” hükmünü haizdir. Mahkemece her ne kadar yukarıda anılan sözleşme hükmünün genel işlem şartı olup açıkça davacının menfaatine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları, ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak olup taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 03.06.2008 tarihinde akdedildiği göz önüne alındığında mahkemenin yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar vermesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.Öte yandan, genel kredi sözleşmesinin anılan hükmü ile kredinin vadesinden önce kapatılması halinde Bankanın erken kapama komisyonu talep edebileceği kararlaştırılmış ise de, davalı Banka'nın hangi oranda erken kapama komisyonu uyguladığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu durumda, mahkemece diğer bankalardan genel kredi sözleşmesinin erken ödenmesi halinde uyguladıkları faiz oranları sorulmak suretiyle davalı Banka'nın uyguladığı erken kapama komisyonu oranının fahiş olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 06/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.