MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/04/2013NUMARASI : 2011/345-2013/178Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04.04.2013 tarih ve 2011/345-2013/178 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Ö.T. tarafından alıcı SSK İl Müdürlüğü/Gaziantep adresine gönderilmek üzere teslim edilen fatura ve reçetelerin bulunduğu kolinin taşınmasını davacının üstlendiğini, davacının bölge müdürlüğü ve dağıtım deposunun Adana'da olması sebebiyle Urfa'dan Gaziantep'e ulaştırılacak gönderiler’in Adana aktarmalı olarak yapılmakta olduğunu, taşıtandan teslim alınan gönderilerin 06.02.2006 tarihli teslimat belgesi ile Urfa'dan Adana'ya taşınması için davalı şirkete ait ... plakalı araca teslim edildiğini, gönderinin davalı tarafından kaybedilmesi nedeni ile de dava dışı Ömer Türkmen'in SSK dan tahsili imkansız hale gelen reçete ve 5 adet fatura bedeli olan 16.379,20 TL'nin tahsili amacıyla icra takibine giriştiğini, takip sonucunda 42.550,00 TL'nin davacı tarafından dava dışı Ö. T.'e ödendiğini ileri sürerek; 42.550,00 TL'nin temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, Borçlar Kanunu'nun 100. maddesi gereği adam çalıştıranın kusursuzluğunu ispat etmedikçe çalıştırmış olduğu kişilerin vermiş oldukları zarardan sorumlu oldukları, TTK'nın 782. maddesi gereğince taşıyıcının alt taşıyana rücu davası açabileceği, ancak tarafların her ikisi de tacir ve iştigal alanlarının taşıma işi olduğu, TTK'nın 20. maddesi uyarınca basiretli davranmaları gerekirken davacının kendisine taşınmak üzere bırakılan emtiayı davalının yardımcı şahsına teslim ettiği, araç muavinine teslim edilen emtianın kaybolduğu, buna göre basiretli davranmayan özen borcuna aykırı davranan her iki tarafın da %50 oranında kusurlu bulundukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 21.275,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, taşıma sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi gerektirdiği kabul edilerek bilirkişi görüşüne başvurulmuş; bilirkişi heyetinin görüşüne itibar edilerek olayda her iki tarafın da %50 oranında kusurlu oldukları gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda; somut olayda davacının mezkur emtiayı taşınmak üzere davalıya teslim ettiği ve teslimat belgesi aldığı, ancak, emtianın taşıma sırasında kaybolduğu, bu halde 818 Sayılı BK'nın 100. ve 6762 Sayılı TTK'nın 782. maddeleri çerçevesinde alt taşıyıcının sorumluluğunun doğduğu, tarafların her ikisinin de tacir olup iştigal alanlarının taşıma işi olarak aynı olduğu, dolayısıyla, 6762 Sayılı TTK'nın 20. maddesi gereğince basiretli davranmaları gerekirken davacının kendisine taşınmak üzere bırakılan emtiayı davalının yardımcı şahsına teslim ettiği, araç muavinine teslim edilen emtianın kaybolduğu, buna göre basiretli davranmayan özen borcuna aykırı davranan her iki yanın %50 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir. Davacı yana %50 oranında müterafik kusur yükleyen bilirkişi raporu, denetlenebilir nitelikte değildir. Daha açık bir ifadeyle, davacıya yüklenen kusurun neden kaynaklandığı, belirlenen müterafik kusur oranının nasıl tespit edildiği yönünde bir açıklık bulunmamaktadır. Bu suretle, belirtilen hususlarda açıklayıcı ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp kararın temyiz eden mümeyyiz davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 968,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.